Kalabalık içindeki yalnızlık, demir gibi bir ağırlık ile omuzlara binen bir sessiz çığlıktır. Gözlerin, etrafındaki kalabalığı süzerken, içindeki boşluğu fark eder. Gülüşler arasında kaybolan yalnızlık, insanı kendi dünyasına hapseder. Sözlerin gürültüsü içinde, duvarları inşa edilen bir yalnızlık duvarı vardır. Göz teması, derinliklerdeki bir çaresizliği yansıtır ve insan, kalabalığın içinde bile kendiyle baş başa kalabilir. Her ne kadar dışarıdan bakıldığında bir arada olsak da, içsel bir yabancılaşma hissi, kalabalığın ortasında bile varlığını sürdürür.