"Emo!" diye bağırdım hafif telaşla. Dükkandan fırlayarak kapıda dikildi hemen, "emret reis!" dedi sorgulayan bakışları üzerimde gezinirken. "Topla ekibi, OHAL ilan ediyorum!" Bisikletin pedallarına yüklenip hızımı artırırken Emre'yi arkamda bırakmıştım. "Hayırdır reis!?" Diye bağırdı arkamdan endişeyle. "İbo'ya haber ver, karşı mahalleye düzenek kursunlar acil!" Bakışlarımı anlık olarak arkama çevirdiğimde görüş açıma aramızda 20 metre olan şerefsizler topluluğu girmişti. Pedallara daha fazla yüklenerek önüme döndüm hızla, ben şimdi sizi yemez miyim lan sirkesiz turşular! "Toplanın ulan mevzu var!" Diye bağırdım mahalleye doğru. Sesimi duyanlar balkonlardan atlamaya, dükkanlarından çıkmaya ve malzemelerini hazır etmeye başlamışlardı bile. "KARŞI MAHALLEDE GÖRÜŞÜRÜZ!" Deyip bisikletin yönünü değiştirirken arkamdan mahalle yüksek seslerle çalkalanmaya başlamıştı. Bu büyük mevzular olduğunda yaşanan nadir anlardandı, herkes ayaklanmıştı, hep bir ağızdan bağırıryorlardı. "REİS MEVZUYA! REİS MEVZUYA!" Bu sefer işim zor görünüyordu, mahallemize yeni gelen çekirdeksiz karpuzlara buralarda kimin sözünün geçtiğini öğretmem gerekiyordu. Nâmımdan haberi olmayan ya daha doğmamıştır ya da benimle aynı evrende bulunmamıştır. Ben Zeynep Öztürk, namıdiğer Reis. Nâmımla akılları alırım, hikayemi bilmeyen yoktur. Siz hâlâ bilmiyor musunuz? Gelin ve bu makama nasıl ulaştığımı okuyun o halde!All Rights Reserved
1 part