Ölmek için yetiştirilmiş bir tim; Gölge Timi. Onlar birer bombaydı, ölüm günleri bile belirlenmişti. Onlara Ölümün Gölgeleri derlerdi, çünkü siz Ölümün Gölgesinin üzerinize çöktüğü zaman anlardınız ölümle aranızda olan bir adımı. Kurallar vardır örneğin, sevgi yasak, aile yok, çocuk yok, anne baba yok, kısacası sizi hayata bağlayan ne varsa hepsinden mahrum olmalıydınız. Gölge Timi buydu, kanadı kırılmış, ülkesi için gözlerini kırıpmadan canını verebilecek dokuz askerdi. Bir MİT'çi iseniz mezar taşınızda isminiz bile olmazdı. Gölge askerlerde bundan ibaretti işte, sonu isimsiz bir mezar olan dokuz mezar taşı. Adam Sonlandırıcı'ydı, kadınsa yeniden başlamak isteyen biriydi. Bülbüle gül dediler, ama kimse Sungur'un Gül'e olan sevdasını duymadı. Çünkü Sungur gibi sevmek ölesiyeydi. Öleceğini bile bile ateşe dokunmak gibiydi. Ama adam sevdi, hem de öleceği günü bilirken. Kadın da sevdi sonra, adamın öleceğini bilmezken. Sonra ne mi oldu? Herkese ülke olan kadın adama vatan oldu. (Hikaye askeri kurgu olup, şiddet, hakaret, küfür, artı on sekiz ögeler barındıracaktır. Rahatsız olacakların şimdiden okumaması rica olunur.)
30 parts