Azazil özgür ruhlu bir kadındı. Bir evi yoktu, dost diyebileceği yakınları da olmazdı. Diyar, diyar gezer, üst mertebedeki kontlar ve kontesler için çalışırdı. Onun için iş ahlakı diye de bir kavram yoktu. Kimin ne kadar verdiği ile ilgilenir, aldığı işleri sorgulamazdı.
Çalacaksa çalar,
Dolandıracaksa dolandırır,
Öldürecekse öldürürdü.
Azazil'in yolu bir gün Çingene Krallığı'nın en saygın kontesi ile kesişir. Kontes, Azazil'den kendisi için değerli olan bir şeyi çalmasını ister. Çalacağı şeyin ne olduğunu sormadan önce kimden diye sorar, Azazil. Kontesin, Çingene Kral'ın yardakçısı Baron Koa ismini vermesi ile Azazil kabul etmek istemesede bir gün sonra kapısına dayanan başka bir krallığın kraliçesi ile fikri değişir ve kontesin teklifini kabul eder.
Üçünüde dolandırmayı düşünen Azazil'in planının suya düşmesi ile kendisini kralın yardakçısı Baron Koa, halkın saygı duyduğu kontes ve başka krallıktan gelen kraliçe ile karşı karşıya bulur. İşler çıkılamaz bir duruma girdiğinde Azazil'in yolu bu sefer Çingene Krallığ'ını ziyarete gelmiş, tüm krallıklarda adı anınan güzel dansçı Rehab ile karşılaşmasıyla Azazil, Rehab'tan yardım ister.
Rehab, Akrep Krallığı'nda Tanrılar ve Yarı Tanrılar için düzenlenecek olan yarışta onun elçisi olması şartıyla ona yardımcı olacağını söyler. Elçi olma konusunda kararsız kalan Azazil, başka bir çıkış yolu bulamayacağını anlayınca Rehab'ın isteğini yerine getireceğini ama yarıştaki ödülün tek sahibinin kendisi olacağını söyler. Rehab teklifi kabul edince güzeller güzeli dansçı Rehab ve hilebaz Azazil istediklerini almak için kan yemini ederler.
Böylelikle Akrep Krallığı'na sığınan Azazil, oradaki entirakalarla baş etmeye çalışırken bir yandan da yeni edindiği arkadaşlık bağlarını korumaya çalışır.
"Sakin ol." Dudaklarını kulağıma yaslayarak kurduğu cümle daha fazla çırpınmamdan başka bir şeye yaramadı. Etkisinden kurtulmak için varlığından uzaklaşmam şarttı. Uzaklaşmalıydım.
Dudaklarıma bastırdığı eline doğru bağırdım fakat bağırtım boğuk bir iniltiden öteye gitmemişti.
"Seni bırakmam için önce sakin olman gerekiyor güzel eva." Şiir gibi sesi dudaklarından tenime rüzgar misali esip geçti. Açıkta kalan tenime temas eden elini yavaşca hareket ettirmeye başladı. Eline doğru içli içli nefesler verdim. Göbeğimin çevresinde dolaşan sıcak parmak uçları her bir hücremi titretti. Yavaş ve tahrik edici dokunuşları tenimi yakıp kavurdu.
Yapmamalıydı bunu. Ona olan öfkem kendini bitirecek kadar fazlayken böyle yapmamalıydı. Kokusunu soluduğumda ne ara sakinleşmeye başlamıştım? Tenime dokunmamalıydı mesela, dokunuşları ne ara beni mahvedecek kadar etkiliyordu.
Sıcak dokunuşları göbek deliğimin çevresinde devam etti, sırtımı göğsüne daha da bastırdı. Bayılmama çok az kalmıştı. Son bir irade kırıntısıyla ağzımı kapattığı elini ısırdım benden uzaklaşması için. Kıpırdamadı bile. Hatta lanet olasıca adam acıya dair tepki bile vermedi. Onun yerine sırtımı göğsüne daha sert yasladı, başını boynuma iyice yerleştirip burnunu tam şah damarımın üzerine bastırdı. Yine içine derin bir nefes çekti. Neden inatla kokumu içine işlemesini istercesine soluyordu.
"Böyle yaparak senden uzak kalmış tenimin daha da alevlenmesini sağlıyorsun lâl gülü. Rahat dur" Boynuma doğru gelen karanlık fısıltısı kanımı fokurdattı. Pislik adam resmen onu ısırmamdan tahrik olduğunu ima ediyordu!
🌹🌹
Seçim kimisi için ödül, kimisi için ceza ama seçimi yapan kişi için ölümdür.
IŞIK YILI...