BAŞKA YER BAŞKA ZAMAN
  • Reads 38
  • Votes 5
  • Parts 1
  • Reads 38
  • Votes 5
  • Parts 1
Ongoing, First published Dec 02, 2023
Biliyor musun? İnsanlar neden serçe parmağıyla söz verirler? 

Eski zamanlarda, savaşların gölgesinde yaşayan ünlü bir şövalye vardı. Bütün ülke onun kahramanlıklarını hayranlıkla izler ve saygı duyardı. Atının ayak seslerinden şövalyenin geldiği duyulurdu. Aynı zamanda kraliyetin ve şövalyelerin kıyafetlerini diken yetenekli bir terzi kadın vardı. Bu şövalye ve terzi kadın birbirlerine derin bir aşkla bağlıydılar. 

Günlerden bir gün, düşman askerler ülkeye saldırdı. Şövalye, terzi kadını arkasında bırakmak zorunda kalarak savaşa gitti. Terzi kadına ne geleceğine dair bir söz vermişti ne de veda etmişti. Savaşta mağlup olan şövalye, düşman askerler tarafından yakalanarak zindana kapatıldı. Bu zindan öyle bir yerdi ki, dört bir yanı taş duvarlarla kaplıydı ve dış dünyadan tamamen izoleydi. 

Terzi kadın, şövalyenin ona neden veda etmediğine kırılmış olsa da, onu bulmak için yollara düştü. Gizlice düşman askerlerin mabedine sızdı ve zindanları dolaşmaya başladı. Dört duvarı taşla kaplı olan zindanlardan birinde, şövalyenin mırıldandığı bir şarkıyı duydu. Hızla sesin geldiği yere koştu ve duvarlara bakmaya başladı. Şövalye, duvarda serçe parmağının geçebileceği kadar bir delik bulmuştu. Terzi kadının yürüyüşünden onu tanıdı ve parmağını uzattı. Terzi de serçe parmağını onun parmağına doladı. 

Olanları uzaktan izleyen yaşlı kral, vezirine şövalyenin zindandan çıkarılmasını emretti. Ancak bir şartı vardı: Şövalyenin bir daha kılıç tutamaması için serçe parmağını kesmeleri gerekiyordu. Şövalye serbest bırakıldı, ancak parmağı kesildi. Terzi kadın buna dayanamadı ve o da kendi serçe parmağını kesti. 

Onların hikayesi hiç bir zaman tarihe geçmedi, adları bilinmedi. Ancak, o günden sonra gelecek nesiller verdikleri sözleri hep serçe parmağını tutuşturarak sadakat yemini ettiler.

F
All Rights Reserved
Table of contents

1 part

Sign up to add BAŞKA YER BAŞKA ZAMAN to your library and receive updates
or
#744gecmis
Content Guidelines
You may also like
SAKA VE SANRI by Maral_Atmc6
56 parts Ongoing
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
GECENİN İZİ by hisssizyazar
35 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
AMARİS cover
İMDADIM cover
Kara Gül  cover
SAKA VE SANRI cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
GECENİN İZİ cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
PİNHAN MAHALLESİ  cover
SARRAF cover
seks hikayeleri 1 cover

AMARİS

28 parts Ongoing

"Dudaklarınla her bir kelime melodiye dönüşüyor"dedi. Saçımın bir tutamını kulağımın arkasına koydu. "Seninle evrenin her yerinde sevişmeden senden ayrılmayacağım"dedi. Poyraz ve Anka, rüzgarla dans eden ve gökyüzünde özgürce süzülen iki güçtür. Poyraz, sert rüzgarıyla dünyayı sarar. Anka ise her yangında yeniden doğar. Birinin gücü, diğerinin direncine güç verir; birlikte cehennemi cennete çevirirler.