KUMTEPE
  • Reads 110,312
  • Votes 6,136
  • Parts 39
  • Reads 110,312
  • Votes 6,136
  • Parts 39
Ongoing, First published Dec 04, 2023
Yağmur ben. 

Bazı insanların hissettiği bazılarının ise sadece ıslandığı, o iki heceli kelime. 

Yağmurdu çiçekleri büyüten, ormanları yaşatan; gökleri kabartan, bulutları dolduran. 

Bir bulutun hüznüydüm ben, dolup taştığım ve içinde barınamadığım bir buluttan gelmiştim dünyaya. Birer birer düşmüştüm herkesin üzerine, bazıları şemsiye açmış bazıları eteklerini aça aça dans etmişlerdi benimle. 

Bazen bir sağanak yağışla, bazen de sakin sakin girerdim hayatlarına insanların. Yaz kadar sıcak, bir kış kadar soğuktum kimi zaman. 

Ve bir güneşle açtım, bir Mehri'yle tanıştım. 

Mehri. 

Güneş. 

Benden sonra bir güneş açmıştı dünyaya. 

Tüm kasveti, bütün karanlığı almıştı içinden. Bir aydınlık kurmuştu varlığıyla. 

Ve şimdi, bu güneş ve yağmur birleşmişti. 

Bütün o kasvetin, karanlığın arasından bir gökkuşağı yaratacaklarına inanıyorlardı. 

Ben o Yağmurdum, o ise Mehri. 

Belki de o gökkuşağına kavuşabilmek için bu kasvete, bu karabulutlara katlanmak zorundaydık. 

-
06 Aralık 2023 

Tüm hakları saklıdır.
All Rights Reserved
Sign up to add KUMTEPE to your library and receive updates
or
#6ankara
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
43 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
BÖRTE (+18) by asyaacici
5 parts Ongoing
"Neden kaçmak istiyorsun Tunga'dan? O adam senin görevin ve ben senin ilk defa görevinden kaçmak istediğini görüyorum Yüzbaşı." dedi merak dolu bir sesle. Hiçbir şey söylemeden önümde duran uçsuz bucaksız, zifiri karanlık ormana baktım. Zaten ne söyleyebilirdim ki? "Aşkına karşılık vermez diye mi korkuyorsun?" dediğin de bakışlarım hızla Bahtiyar'a döndü. Gözlerinde herhangi bir alay ya da kınama yoktu. Hatta beni anlıyormuş gibi bakıyordu. "Bu yüzden mi kaçıp gitmek istiyorsun buradan, karşılıksız aşkın ızdırabını yaşamamak için mi?" Gözlerim öyle bir yanıyordu ki, biraz daha devam ederse ağlayacaktım. Bakışlarımı ondan çekmeden fısıldayarak konuştum. "Hayır, aksine aşkıma sevda ile karşılık verir diye korkuyorum." Bu gerçeği o kadar alçak sesle söylemiştim ki, kendi sesimi zar zor ayırt edebilmiştim. Asla inkâr edemeyeceğim bu gerçeği kendimden dahi sakınmak istedim, ben dahil kimse duymasın istedim. Çünkü bizden olmazdı, olmamalıydı. Ben vatanına aşık bir kadındım. O ise vatanına ihanet eden bir adam. Bizim bir yolumuz olamazdı, olmamalıydı ve olmayacaktı da. 𝙱𝚞 𝚑𝚒𝚔𝚊̂𝚢𝚎 𝚟𝚊𝚝𝚊𝚗ェ𝚗𝚊 𝚊𝚜̧ェ𝚔 𝚋𝚒𝚛 𝚔𝚊𝚍ェ𝚗 𝚟𝚎 𝚟𝚊𝚝𝚊𝚗ェ𝚗𝚊 𝚒𝚑𝚊𝚗𝚎𝚝 𝚎𝚝𝚖𝚎𝚔𝚕𝚎 𝚜𝚞𝚌̧𝚕𝚊𝚗𝚊𝚗 𝚋𝚒𝚛 𝚊𝚍𝚊𝚖ェ𝚗 𝚑𝚒𝚔𝚊̂𝚢𝚎𝚜𝚒 𓂀
KARANLIĞIN SEFİRİ by hezalllll
10 parts Ongoing
"Beni karanlığında boğma.Bana karanlığında umut ol. Çınar gibi içimde kök sal,uzun yıllar boyunca benimle ol." beni anlamasını bekledim belkide.Gözlerinin içine bakarken gözlerinde tek bir şey vardı, Karanlık. O karanlık, sanki bizim aramızdaki ince çizgiydi. Ne zaman ona yaklaşmaya çalışsam aramıza o çizgi giriyordu.Yani karanlığı... Gözlerini de tamamen karanlık kapladığında artık gözlerini okuyamaz olmuştum. "Sen benim karanlığımda kaybolursun,yaşayamazsın.Sandığın gibi birisi değilim." sözlerinin canımı acıtmaması gerekirdi ama acıtıyordu. "Benden değil karanlığımdan kork, elçi.Sen benim karanlığıma sefir olmak için geldin daha fazlası olamazsın!" burnumun ucundan ayaklarıma kadar acı hissettim. "Karanlığın sefiri olabileceğini mi sanıyorsun?" "Belki olurum." içimde oluşan umutu oluşturandı,o.Şimdi böylece ondanBen... Ben... Saklandığım yerden bir daha bulunmayan kızdım. Yıllar önce karanlıkta kaybolmuş ve uzun bir zaman bulunmayan o kızdım... Burnumu çekerek anılarımdan kaçmaya çalıştım ama benim kaçacak tek yerim karanlıktı ama o da beni evsiz bırakmıştı.Benim saklanacak bir yerim yoktu. Ben yıllar önce saklambaç oynarken saklanan ve saklandığı yerde kaybolmuştum... Sözleri kalbimi delip deşerken karanlık çöken gözleri umursamazlığı ile renkli gözlerimi renklerinden ayırarak geceye mahkûm etmişti... Şimdi ondan böylece ayrılamazdım.Ama biz... Hiç birleşmemiştik ki... 1743/2000
You may also like
Slide 1 of 20
GECENİN İZİ cover
BİR EZGİ MASALI  cover
Mafya                                     ( birinci kitap) cover
MAFYA' NIN TAKINTISI  cover
AKÇA cover
SAHMERANİN KIZI (+18 Ara Verildi) cover
Her Zaman Sendin cover
MAHİ (Mahalle Hikâyesi) cover
ELFİDA cover
ASIK SURATLI NEŞE cover
ASLA DEME cover
BÖRTE (+18) cover
Esmer |İtalyan Adamlar Serisi 1| cover
SON 23 SANİYE  cover
Lafügüzaf  cover
KANLI HARBİYE  cover
𝗡𝗲𝗿𝗱𝗲𝘀𝗶𝗻 𝗞𝗮𝘆𝗹𝗮? - (Gerçek Ailem) cover
KARANLIĞIN SEFİRİ cover
Ablamın Üvey Oğlu  cover
Kara Gül  cover

GECENİN İZİ

43 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....