Yine odasına çağırmıştı. Gülmüştüm... Yine mi dedim kendime... Odasına doğru yol alırken türlü düşünceler kapladı içimi... Ne istiyordum ki bu hayattan. Çalışan anne babanın sevimli,çılgın, alımlı, şımarık ve asi kızıydım. Lise ikinci sınıfa gidiyordum, siyah uzun saçlarım, ela gözlerim, uzun boyum ve bembeyaz tenim ile okulun en çok konuşulan kızıydım. Gerek sosyal medyada gerek okulda gerekse normal hayatta gelen arkadaşlık isteklerinin haddi hesabı yoktu... Bunlara en son gittiğim diş doktorunun elime sıkıştırdığı ve içinde numaram bu kaydet dediği not da dahil... Bu kadar sevgi iltifat maddi olarak rahat hayat... Mutlu etmeye yetmemişti... Hep içimdeki yıkılmışlıkları yaraları tamir etmeye iyileştirmeye çalıştım... Kimi zaman bir sigara ile kimi zaman babamın viskilerinden aldığım gizli yudumlarla... Yorgundum, yalnızdım... Bütün dünya benimle ilgilenirken bu kadar yalnız olur mu insan? Oluyormuş... Çünkü birileri bedeninizin birileri ortamınızın birileri de popülaritenizin peşinde