"Şeyy.kızım benim sana söylemem gereken bir şey var." dedi yüzündeki gülümseme kayıp giderken.şakaya vurup "hade canım bende buraya piknik yapmaya geldim." gibisinden diyebilirdim ama o kadar ciddi duruyordu ki yutkunup onu dinlemeye kadar verdim. "Bir sorun mu var? " "yok yok. Sorun yok ama sana söylemem gereken bir şey var; öncelikle beni sakince dinlemeni sözüm bittiğinde de aşırı tepki vermemen için söz vermeni istiyorum" "söz veriyorum annecim" dedim gözlerimi kırpıştırarak. "annecim şimdi şöyle." dedi.sanki kelimelerini özenle seçip nasıl söylersem doğru okur gibi ayırıyordu. "dinliyorum" dedim ciddi bir tavırla.çünkü konu ciddi bir konuya benziyordu. "kızım aslında bu konuyu yıllarca seninle konuşmak istemiştim. Şuan en uygun zaman diye düşünüyorum. Çünkü sen artık büyüdün gencecik bir kız oldun,olgunlaştın. Neye nasıl tepki vereceğini benden daha iyi biliyorsun. Biliyorum bunu sana çok önceden söylemem gerekiyordu ama bu senin düşünce yapını zedeler veya olumsuz düşünmene neden olur diye söylemedim. Söyleyeceklerimin ardından sakın düşüncelerin değişmesin." o konuştukça içimi korku kaplıyordu. Ne söyleyeceği hakkında en ufak fikrim bile yoktu. Bilincimi kaybetmiş gibi hissediyordum. Konuşmaya devam ettiğinde herşeyi bırakıp dinlemeye devam ettim. " kısacası kızım. Sen... Nasıl söylenir bilmiyorum ama.... Esram sen bizim öz evladımız değilsin. Sen bize annen tarafından verilen bir 'EMANETSİN'. " dedi dolan gözlerinden akan gözyaşlarını silerek. Şuan tamamen bilincimi kaybetmiş gibi hissediyordum. Etrafımdaki sesler kesilmiş ve mutfakta tek başımaymışım gibi hissediyordum. Gözyaşım akmak istiyor ama akmaması için direniyordum. Etrafımdaki insanlar tek tek kulağıma tek bir kelime fısıldayıp şeytani bir gülümseme ile yüzüme bakıyorlardı. "EMANETSİN" diyordu etrafımdaki insanlar. "EMANETSİN HAHAHA." "EMANETSAll Rights Reserved