''Herkes yaşatığını yaşar bu dünyada ağlamakla gün geçmez. İntikam almak gerekir sevdiklerin için ''. galiba bu söz babamın gidişinden sonra alnıma yazılmışdı. Ben BİRAY AKAY babamın kızı, ekibimin başkomiseri . Annem benim doktor olup insanları iyileştirmemi isterdi hep ,dedem ve anneanne ise öğretmen olup çocuklara hayaller kurdurup onları bilgiye ,ilme, ışık'a yonlendirmemi fakat unutukları birşey vardı benim kanım babam gibi vatan ,millet , ve TÜRKİYE diye bağırıyor, haykırıyordu bu benim ,vatanımın ,sevdiklerimin hikayesi.
"Alçin..." İsmimi nerden biliyordu bu kız? "İkizim, sen mi geldin? Göremiyorum, görmem gerekmez mi? Beni yanına almaya geldiğinde bile bana gözükmeyecek misin?" Bu kız neyden bahsediyor? "Annemde yanında mı? Bazen göremiyorum, sizin öldüğünüz günden beri oluyor. Beni bu adamlardan korumak için beni almaya mı geldin?" Bir kaç saniye gözlerim onda oyalandı. Ala'nın sesi bizi kendimize getirdi. "Alin hanım, biz Türk askeriyiz. Bir yaranız var mı? Gözlerinize mi zarar verdiler?" Ala'nın sorularını eş geçti kız. "Alçin burada değil mi? Ölmedim mi? Nasıl olabilir ki, kokusunu aldığıma eminim!"
...