"Kaktüs Kaktüs,Söyle Bana..."
  • Reads 60
  • Votes 8
  • Parts 3
  • Reads 60
  • Votes 8
  • Parts 3
Complete, First published Dec 12, 2023
Kötü Kalpli Kraliçe,her gün şaçlarını savura savura kaktüsün karşısına geçip aynı soruyu sorarmış:"Kaktüs kaktüs,söyle bana: Benden güzeli var mı? Söyle,yoksa dikenlerini yolarım senin!" Kaktüs de hiç duraksamadan, "En güzeli sizsiniz kraliçem" dermiş.
Ama Pamuk Prenses on dört yaşına geldiğinde,bir gün kaktüs,kraliçenin sorusuna şöyle cevaplamış:
"Güzelsiniz güzel olmasına da kraliçem...Pamuk Prenses sizden daha güzel!"

Aslı,elindeki kitabı yatağa bırakıp, "Kaktüs mü? Diken mi? Bunlar da nerden çıktı?"diye söylendi.
Bu sırada içeri giren annesi, "Haydi tatlım, iyi geceler!" diyerek ışığı kapatıyordu  ki Aslı heyacanla, "Kaktüs değil o" dedi.
Annesi, "Ne kaktüsü Aslı? uyumadan rüya mı  görüyorsun?" diye sordu

"Masaldaki o sihirli şey... Kaktüs değil"
"Ne masalı"
"Az önce okuduğum masal..."
"Biliyor musun,bu halinle bana küçüklüğünü hatırlatıyorsun.Hiç unutmam, bir keresinde sana kitap okurken, 𝐶̧𝑖𝑟𝑘𝑖𝑛 𝑜̈𝑟𝑑𝑒𝑘 𝑦𝑎𝑣𝑟𝑢𝑠𝑢𝑛𝑢 masalının kahramanı ördek değil, tavuk,diye tutturmuştub , ben de masalı sana öyle okumak zorunda kalmıştım!"
"Üf anne, bu öyle değil, başka..."
Annesi, kızının üzerindeki yorganı şefkatle düzelttikten sobra onu yanağından öptü, "Peki, seni koca bebek!" dedi, "Nasıl istiyorsan öyle olsun.Ama lütfen şimdi kaktüsü de masalı da unut ve uyu.Sabah biz giderken kalkamazsın sonra..."
Aslı annesinin arkasından, "Kaktüs değildi işte!"  diye fısıldadı. Masalda sözü edilen "o şey"in kaktüs olmaması gerektiğinden o kadar emindi ki! Küçüklüğünden beri masalları çok severdi ve birçoğununu neredeyse ezberebilirdi; her gece yatmafan önce masal okumayabayılırdı? "O şey" kaktüs olamazdı, bundan emindi ama... Neydi?
All Rights Reserved
Sign up to add quot;Kaktüs Kaktüs,Söyle Bana...quot; to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
35 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
SAKA VE SANRI by Maral_Atmc6
56 parts Ongoing
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
You may also like
Slide 1 of 10
PİNHAN MAHALLESİ  cover
Hazan Vakti| Asker&Doktor cover
Kara Gül  cover
GECENİN İZİ cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
SARRAF cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
İMDADIM cover
BUZ DAĞI (Gay) cover
SAKA VE SANRI cover

PİNHAN MAHALLESİ

30 parts Ongoing

| Yetişkin okular için uygundur, cinsellik ve argo içerir! | Terk ettiği nişanlısının mahallesine üç yıl bir ay on dokuz gün sonra tekrar gelen Nalan ne ile karşılaşacak? Her şey bıraktığı gibi mi? • "Yalvarırım git Nalan. Benim başıma bela açma! Mahallemden git! yoksa-" "Yoksa?" "Zor lan!" dedi yarım ağız bağırarak. "Hayatımı siktin ulan! görmüyor musun Nalan beni? Yarattığın enkazı görmüyormuş gibi! Nalan senle ben aynı mahalleyi bırak aynı şehirde yaşayamayız!" göz yaşlarımı sildim bedenimin yanında ki iki kolu ve yakınımda ki yüzü her şeyi zorlaştırdı. Kör kütük sarhoştu. "Neden?" diye sordum acıyla. "İki yangın beden birleşir.." dedi kendine hatırlatır gibi. Sonra ekledi. "Biz artık beraber yanmayız Nalan. Ya küle döneriz. Yada yakarız!" 'Nalan hep giderdi, Asaf kalmaz sanırdı... Asaf hep kalandı.'