~Müziğe ayak uyduramıyorum;her şey çok hızlı ve hepimiz dans etmek zorundayız. Oysa dans etmek için bir nedenim de takatim de yok benim.
Ölmek için fazla üşengeç, ama ölüme açığım.
Geceler, gündüzler, geceler ve gündüzler. Asla kavuşamayan bu aşıkların arasında ben biçare ölümü bekliyorum.
Bitse, bir anlık acıdan sonra bu et yığınını arkamda bıraksam ve artık dans etmek zorunda kalmasam..
Müziği kimse durdurmayacak, kimse elimden tutup yardımcı olmayacak bana, düştüğüm yerden kaldırmayacak.
Flüdün o arkadan, fısıltı gibi çıkan sesi piyano ile beni örtüyor, ızdıraplarımı ötelere taşıyor belki de. Kim bilir, belki de bu yüzden fark edilemiyorum...~
[Öz düşünceler içerebilir. Ayrıca karamsar ve sıkıcı da gelebilir, okuyuculara teşekkürlerimi sunuyorum..]
Lily bir akşam tuhaf bir saldırıya uğrar. Daha da tuhaf olanı, davetsiz misafirler ne yazık ki peşini kolayca bırakmaz. Ancak peşinde olmalarının nedeni sadece gizli kalmak istemeleri midir? Tuhaf bir yabancının akımına kapılıp onların dünyasına adım atmak üzere olan Lily, kendi dünyasının hiç de sandığı gibi olmadığını fark edecektir.
''...Gördüğüm şey hayallerimin ötesindeydi. Bana bulutlara dokunabileceğimi düşündürüyordu. Endişe dolu bakışları kaçıp gitmemi bekliyor gibiydi. Yumuşak, kadifemsi beyaz tüylere dokunduğumda ürpermişti...''