Hayatı hep çiçekli bir bahçe, tellerine takılan uçurtmalar, papatyalarına konan beyaz kelebekler sanıyordum, değilmiş. Hayat bana viran bir bahçe ipi kopmuş bir uçurtma fal için koparılmış papatyalar verdi. Küçükken yağmur yağınca bulutlar ağlıyor sanıyordum çünkü annem ağlayınca da gözlerinden böyle yaşlar dökülüyordu. Bulutları kim üzmüş de ağlıyorlar diye düşünürdüm. Kime bu düşüncemi söylesem gülüp geçerdi ama kimse doğrusunu anlatmazdı. Abime sordum bende o da güldü çok ciddi olduğumu fark edince karşısına aldı beni "bulutlar ağlamaz çünkü onların gözleri yok onlar sadece dünyayı ıslatır ağaçları sular çocuk değilsin Zühre böyle sorular sorma artık" demişti o günden sonra sormadım bulutların neden ağladığını çünkü büyükler bilmiyordu bu sorunun cevabını büyüyünce kendim öğrenecektim.