Öylece durdum ve ona baktım. Elindeki uzun bastonu sıkıca tutmuş, öylece dikiliyordu. Gözlerindeki siyah gözlüklerin ardındaki uzun kiprikleri birbiri üzerine mühürlenmişti. Ben renklere bu kadar kör iken, o nasıl olur benden daha renkli olabilirdi ki?
"Ertuğ, söylesene," dediğimde başını bana döndürdü. "Sence hayaller ne renktir?"
Başta duraksadı, hatta düşündü. Geniş sayılmasa da açık alnındaki çizgiler gerindi ve hafifçe çıkmaya başlamış sakalları arasındaki dudakları aralandı.
"Senin hayallerin mi, benim hayallerim mi?" diye sordu.
"Senin hayallerin," diye yanıtladım. Hiç beklemedi ve bana cevap verdi.
"Benim hayallerim senin gözlerinin gördüğü her renk, Ahu."
Savaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun.
Bir de yeni okuyanlar için kitap olacaktır. Şimdiden söylemek istiyorum finali burada yayınlanmayacaktır. Sadece bir kaç bölüm kalacaktır canlarım.
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum...
"1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak sanması ile gideceksin."
Bunu diyen bir ağaya ne kadar güvenilir ki
Sevgiyi hiç tatmamış bir kız esir olduğu bir ağaya aşık olabilecek mi...
Kalbi kırıklarla dolu 22 yaşında genç bir kız ve Mardin'in aşiret ağası.
Berdele kurban gitmiş iki genç, iki deli yürek...
Her genç kızın hayaliydi beyaz atlı prens, peki ya bu sadece hayallerden ibaret ise.
Kuma kitabı değildir...
6 Eylül 2021
Telif hakları kesinlikle saklıdır.