Gülüşleri ışıltılı saçıyor etrafa, zarif ellerle yapılan reveranslar, gün batımının her zerresini andıran gözler, büyük, zarafetli salonda yapılan balolar, danslar ve kahkahalar...
Manzaraya aynanın diğer tarafından bakma zamanı...
Gülüşler ürkütücü, sahte, kim bilir, belki de bu gülüş birisinin gördüğü son manzaraydı...
O zarif ellerle ne tutulduğu bilinmez, kim bilir, belki de bu eller diğerlerinin göğsüne saplanan bıçağı okşamıştır...
Gözler renk değiştirir baktıkları manzaralara göre, belki de o gözler çoğu zaman kırmızıya boyanmıştır -kan kırmızısına...
Balo salonları belki de cesetlerle dolmuştur, yer kan gölüne dönmüştür, ama sadece bir hareketle saklanmıştır her şey... Danslar ölümle sonlanmıştır, son dans ismini almıştır...
Kahkahalara sebepler nedir bilinmez. Kim bilir, belki de gördüğü son nefeslere atılan kahkahalardır bunlar...
"Sadece küçük bir detaya takılmıştı insanlar. Vahşetin resmindeki kahkahalara takılmıştı gözleri. Oysaki bazen büyük resme bakmak gerekir gerçeği görmek için. Detaylar sadece göz yanıltır..."