Sosyeteye bomba gibi düşen haberle tüm cemiyyet onu konuşuyordu. Yakışıklı, zengin, kibar ve kendinden emin duruşuyla hizmetçisinden tutun kontesine kadar gören herkesin aklını başından alan, Kont Russel Williams aynı zamanda soyca kraliyet ailesinin üyelerinden olan, büyük büyük babasının Grandük olduğu zamanlardan kalma servetinin de tek varisiydi. Daha önce tanımadıkları için içten içe hasetlik eden orta yaşlı markizlerin hepsi için o paha biçilemez bir kaftan, eşsiz bir damat adayıydı.
Ama onun bir sırrı vardı.
O tüm bu bilinenlerin aksine kurnaz, dolandırıcı, hırsızdan başka bir şey değildi.Yeni hedefi de Krallıkdakı en zengin ikinci adamın kızının kalbini çalmak.
Fakat ummadığı bir anda ağaç tepesinden kucağına düşen aşkla neye uğradığının farkında bile değildi.
Hayat ona bir taraflarıyla gülüyor olmalıydı!
Ecem'in normal giden hayatı, gittiği resim sergisindeki portrenin içine çekilmesiyle tepetaklak olur. Gözlerini açtığında ise, prensini öldürmeye çalışan bir prensesin bedeninde uyanır.
***
"Kraliçem!" Dedi bir kez daha o huysuz sesiyle.
Elindeki hançer ise tam kalbimin üzerindeydi.
"Kalbinizi sökmek istiyorum yerinden."
İnatla baktığı gözlerimden bir çok duygu geçerken bedenimi korkuma rağmen biraz daha dikleştirdim.
O ise durmadı, hançer tutan eli bir kez dahi titremezken yutkunarak devam etti.
"Benden başka herkesi sevebildiğiniz için!"