HER ŞEY SENSİN
  • Reads 49
  • Votes 15
  • Parts 3
  • Reads 49
  • Votes 15
  • Parts 3
Ongoing, First published Dec 29, 2023
Genç adam büyük bir mutlulukla uyandı. Henüz karnı açtı ve bu mutluluğun kesinlikle kahvaltı yapacak olmasıyla bir ilgisi yoktu. Bugün sevgilisiyle nişanları vardı. Ondan bu kadar mutluydu ve içi içine sığmıyordu.

Evet belki gençlerdi, belki önlerinde upuzun bir yol, gelecek vardı ama onları bu an ilgilendiriyordu. İnsanın garantisi yoktu ki. Doğru insanı bulmuşken de kaybetmek isteyeceği en son şeylerden biri olurdu.

Hemen yatağından kalkıp rutin işlerini halletmek üzere lavaboya uğradı. Yaklaşık beş dakika sonra çıktı. Bugün güneş fazla mı parlaktı yoksa ona mı öyle geliyordu bilmiyordu. Sanki her şey fazla güzeldi.

Fazla güzel demişken bugün nişanlısı olacak kadını aramayı ihmal etmedi tabi ki. Onun sesi gününü güzelleştirmeye yetecek kadar güzeldi çünkü.

Kısa bir süre sonra telefon açıldı ve cennet sesi kulaklarına ulaştı.  Bu kadın nasıl uzaktan onu mutlu etmeyi başarıyordu bilmiyordu ama iyi ki de vardı.

Annesinin seslenmesiyle kendine geldi. Güzel gelinime selam söyle diyordu Feyza sultan. Telefonda bunu duyan nişanlısı da annesine selam söylüyordu. İkisi şimdiden o kadar iyi anlaşmıştı ki. Hep öyle olmasını diliyordu.

Bu akşam itibariyle ilk resmi adımlarını atacaklardı. Ve sevgilisi kısa bir süre sonra Atademir olacaktı. Onun kalbine, ömrüne sonsuza dek yerleşip orada kalacaktı...
All Rights Reserved
Sign up to add HER ŞEY SENSİN to your library and receive updates
or
#321mert
Content Guidelines
You may also like
You may also like
Slide 1 of 10
Lafügüzaf  cover
BERDEL (+18) cover
MÜPTELA (tamamlandı) cover
SEN BEN VE BİZ. *Texting* (+18) cover
Zeytin Dalı cover
Oyunbozan cover
GÜN TABAĞI | TEXTİNG cover
SEVDA KONMUŞ DALLARIMA  cover
İzler Silinmez cover
Yarkıyısı cover

Lafügüzaf

17 parts Ongoing

Aşk suçtu. Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini. Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın. Aşk cellatı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi. Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı? İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine. Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi. O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı. O Payidar'dı, sevdalanmıştı. Ve sevda, onun ihanetiydi.