KANUN KAÇAĞI
  • Membaca 39,578
  • Suara 4,359
  • Bagian 19
  • Membaca 39,578
  • Suara 4,359
  • Bagian 19
Sedang dalam proses, Awal publikasi Des 30, 2023
Dewasa
Bedenimin az önceki sıcaklıktan sıyrılıp soğuduğunu hissettim. Yavuz'a dair yepyeni sorular zihnimde birbirine bağlanmıştı. Bu yaralar ne zaman, nerede ve nasıl olmuştu? Çok merak ediyordum.
Yavuz'un bana baktığını gördüm. Telefonu ne ara kapatmıştı, onu yakalayamamıştım işte. Kafamın içindeki onlarca soruyla baş başaydım çünkü.
Bakışlarında az önce yaşadıklarımıza dair bir duygu bulmayı denedim. Beni hâlâ arzuladığına emindim. Ama göz temasını kesip yerdeki gömleğini almasına hiç hazırlıklı değildim. Üzerine geçirip düğmeleri iliklerken bana bakmamıştı. Bir şeylerden kaçar gibiydi. Etrafımızı saran büyü bir anda bozulmuştu.
Ben ise hâlâ masanın üstünde oturuyordum. "Daha önce vuruldun mu?" diye sordum aniden.
Parmakları düğmelerin üzerinde durdu. Bakışları beni bulurken, kaşlarının çatık olduğunu fark ettim. İlk önce konuşmak istemedi. Birkaç saniyenin ardından düğmeleri kapatmaya devam ederken, "Evet," demekle yetindi. Bu kadardı. Tek bir kelimeyle merakımı gidermem gerektiğini anlatırcasına soğuktu.


*Hikâyenin yayınlanma tarihi: 30 Aralık 2023*
Seluruh Hak Cipta Dilindungi Undang-Undang
Daftar untuk menambahkan KANUN KAÇAĞI ke perpustakaan Anda dan menerima pembaruan
atau
Panduan Muatan
anda mungkin juga menyukai
SİYAHİR  oleh ben1deniz
15 Bagian Sedang dalam proses
Havanın sıcaklığı, çölün ortasında bir yangına dönüşmüştü. Kumlar, güneşin altında daha da sertleşiyor, her adımda bacaklarınıza yükleniyordu. Sırtındaki çanta, sanki her saniye biraz daha ağırlaşıyor, ama o hiç durmaz, yürümeye devam ediyordu. Adımlarını atarken, gözleri sadece ileriyi görüyordu. Burası, askerlerin kaybettikleri her şeyin, her umudun olduğu yerdi. Zorluğun başladığı, ancak vücutlarının ona alışmasıyla bir şekilde unutmaya çalıştığı yerdi. Burası, zihninin sınırlarını zorladığı, karanlık düşüncelerle baş başa kaldığı yerdir. Saatler geçtikçe, ayaklarındaki acı, aslında daha fazlasını hissettirmeye başlar. Bir müddet sonra, fiziksel sınırların ötesine geçer ve zihin buna ayak uydurur. İlk başta kaslarınız bağırırken, sonradan sadece bir donukluk kalır. Vücudun ne kadar yorulursa yorulsun, komutanın emri, görevdeki sorumluluğun baskısı, bir adım daha atmanı sağlar. Çünkü geri dönemezsin. Bir çığlık duymamak, bir yudum su içmeden yol almak... Bu, tüm askerin yaşadığı mücadeleydi. Kendini bir çukurun dibinde hissettiğin zaman, etrafındaki dünyayı duyamazsın. O kadar yalnızsındır ki, neredeyse hayatınızdaki her şeyin geçici olduğunu düşünmeye başlarsınız. Ama her gün bu hatırlatma bir şekilde unutulur. Çünkü seni bekleyen görev vardır. Ve o görev bitmeden, ne kadar acı çeksen de devam etmek zorundasındır. Gözlerinde uyku eksikliği, vücudunda kanla karışmış terin izleri, aslında seni oraya getiren o içsel güçle savaşıyor gibidir. Bazen derin bir nefes alırsın, ve sonra bir adım daha atarsın. Ama bu bir seçim değildir. Sadece, bir asker olmanın tanımıdır.
anda mungkin juga menyukai
Slide 1 of 10
Alçin Sönmez  cover
HUDUT cover
DİLSİZ KURT cover
üvey Ablamm gxg cover
Mafyamı +18 cover
Yüzbaşı "Kan"🩸 cover
DİRENİŞ cover
KAN VE KEMİK cover
SİYAHİR  cover
 TOPRAK  cover

Alçin Sönmez

33 Bagian Sedang dalam proses

"Alçin..." İsmimi nerden biliyordu bu kız? "İkizim, sen mi geldin? Göremiyorum, görmem gerekmez mi? Beni yanına almaya geldiğinde bile bana gözükmeyecek misin?" Bu kız neyden bahsediyor? "Annemde yanında mı? Bazen göremiyorum, sizin öldüğünüz günden beri oluyor. Beni bu adamlardan korumak için beni almaya mı geldin?" Bir kaç saniye gözlerim onda oyalandı. Ala'nın sesi bizi kendimize getirdi. "Alin hanım, biz Türk askeriyiz. Bir yaranız var mı? Gözlerinize mi zarar verdiler?" Ala'nın sorularını eş geçti kız. "Alçin burada değil mi? Ölmedim mi? Nasıl olabilir ki, kokusunu aldığıma eminim!" ...