Yaşlı adam, umutla gözlerini açtı. Yanı başındaki çekmecenin üzerindeki ilaçları, geceden kalma yarım bardak suyla içip, kendini balkona attı. Beklediği gibi oradaydı. Göletin karşısındaki banka oturmuş, uzaklara doğru büyük bir neşeyle bakıyordu. Sanki yıllar önce hevesle bindiği dönme dolabı ağaçların arasından görür gibiydi. Yaşlı adam bir süre, onun beyaz saçlarının arasından parlayan güneş ışınlarını izledi. Büyük bir özenle üzerini giyinip, yatağın altındaki kutuyu çıkardı, içinden tozlanmış, yüzyıllar öncesine aitmiş gibi duran defteri aldı ve gıcırdayan kapıyı yorgun, kırışmış elleriyle araladı. Odadan çıktığında, fötr şapkasını düzeltip merdivenlerden indi.
İlkbaharın sakin güneşiyle karşı karşıya geldiğinde, odak noktasını yaşlı kadına çevirerek, yavaş adımlarla kadına yaklaşmaya başladı.
Yaşlı adam, banktaki kadının yanına oturduğunda, kadın hala uzaklara bakıyordu. Sessiz birkaç dakikanın ardından, "İşte başlıyoruz" dedi.
Yaşlı adam çatlayan sesiyle, sararmış sayfalardaki hikayeyi anlatırken, gülümsedi. Yaşlı kadın hikayeleri severdi; yaşlı adam ise anlatmayı.
Asel, abisinin arkadaşına aşık olur. Bir zaman sonra o çocuğun evleneceğini duyar ve kendisini aşarak başka bir numaradan ona mesaj atar.
Yonca, Asel'in en yakın arkadaşı. O ise en yakın arkadaşının abisine aşık olur. kendisini rüyada sanan Yonca oldukça sert ve akıllıdır ama aklı ona gelince durmya meyillidir.
iki genç kızın sonu ne olacak sizce?