Mermer salonda babamın gür sesi yankılandığında Miril'ler, hemen susarak etrafımda uçuşmaya başladı. Rahat bir şekilde mavi ay taşı tahtında oturan babam, biraz sonra söyleyeceklerimden sonra küplere binecekti. "Evrenlerin Bekçisi, nedir benden dileğin?" Başımı dik tuttum. Savaşı durdurduğum için babam, bana bir ödül vermek zorundaydı. Gerginliğimi belli etmemek için yumruğumu arkama sakladım. Sesimin içime kaçmaması için bir kez boğazımı temizleyip sesimi yükselttim. "İnsan dünyasında yaşamak istiyorum." Minik perim Vivian'ın küçük çığlığı, salon boyunca yankılandı. Küçük pembe kanatlarını hızla çarparak gözümün önünde deli gibi döndü. Yüzü kıpkırmızı olmuş bir şekilde ince bir sesle, "Ama insanlar korkunçtur, Eva," diye mırıldandı. Bütün Miril'ler başlarıyla onayladı. Etrafta fısıltılardan bir girdap oluştu. Babam sandığımdan daha sakin karşıladığı için şaşkınlığımı yuttum. Parmaklarını düşünceli bir şekilde tahtına vurdu. Uzun bir süre düşünen yüzünü izlerken nefes almayı unuttuğumu sandım. Mermer salonu gözleriyle taradıktan sonra nihayet bana baktı. Kararını vermişti. Yorgun bir şekilde tebessüm etti. "Bu evrene dair her şeyi unutacak, kapının bekçisi olmayı bırakacaksın. Hiç tanımadığın bir ailenin üyesi olacak, ödül zannettiğin kötü kaderinle tanışacaksın. Ancak her şeyi hatırlarsan, Solantor'a geri dönebileceksin. Sevgili kızım Eva, insanların dünyasında bol şans."