Story cover for Urfa'ya Sürgün[TAMAMLANDI] by yazan1beritan
Urfa'ya Sürgün[TAMAMLANDI]
  • WpView
    Reads 64,476
  • WpVote
    Votes 2,689
  • WpPart
    Parts 26
  • WpView
    Reads 64,476
  • WpVote
    Votes 2,689
  • WpPart
    Parts 26
Complete, First published Jan 03, 2024
ŞEHRE BİR YABANCI GELİR...

Aşk, bazen kaderin kurşunuyla başlar...

Annesinin cenazesini memleketine getirmek için yola çıktığında, Mihriban ne çocukluğunda adının bir adamla birlikte anıldığını biliyordu... ne de karşısına çıkacak adamın, geçmişine mühürlenen bir yüz olduğunu.

Üsteğmen Ferman, yıllar önce bir sokakta, yeşil şalı düşerken görüp unutamadığı o kızı... beyaz lekelerinden tanıdı. Kalbine yıllar önce düşen kıvılcım, şimdi kaderin ateşine dönüştü. Ama bu kavuşma bir vuslat mıydı, yoksa bir ceza mı?

Ailelerin kararı, bastırılmış anılar, suskunluklar ve mihriban'ın taşıdığı ağır yük... Herkes bir kararın peşindeydi, ama Mihriban'ın yüreğinde tek bir gerçek vardı:

"Bu bir aşk değil, bu bir sürgün."




•Kuma veya kadına şiddeti normalleştirme yoktur.
•Urfa'ya Sürgün adlı yazılmış ilk kitaptır ve öyle kalacaktır.
•Kurgu şahsıma aittir, en ufak çalıntı durumunda gereken işlem yapılacaktır.
All Rights Reserved
Sign up to add Urfa'ya Sürgün[TAMAMLANDI] to your library and receive updates
or
#169teğmen
Content Guidelines
You may also like
EN ÇOK KİM YANDI?  2 (Acı Aşk.) by nurcanturali
53 parts Ongoing
Buz gibi bir sesle "Sen ne yaptığını sanıyorsun." diye sordu. Ürkütücü sesi dalga dalga kulaklarını bulduğunda gözlerindeki yaşlarda can buldu ve yanaklarını ıslattı. Hala hangi yüzle karşısına çıkabiliyordu. Sessiz kaldı. Cevap vermek onun varlığını kabul etmek demekti. Karşısındaki celladı kendinde öyle büyük bir yara açmıştıki ne sara biliyor nede öfkesini atabiliyordu. Sorduğu soruya hiç bir tepki vermeyen kadına öfkeyle baktı. Yağmur şiddetini arttırırken genç kadının üzerindeki giysi tüm hatlarını ortaya koyuyordu. Kendilerini uzaktan izleyen korumalara başıyla uzaklaşmalarını söyledi. Dizlerinin üzerine çöken kadını kollarından tutup ayaklarının üzerinde basmasını sağladı. "Sana bir soru sorduğumda bana cevap ver." diye kükredi. Beyza için dokunması kabul edilemez bir durumdu. Midesinin kasıldığını hissetti. Neredeyse kusacaktı. Kendini geri çekmeye çalıştı. Fakat o kadar sıkı tutuyordu ki başarılı olamadı. Karşısındaki adama öyle bir baktı ki ölüm kadar soğuktu. Sesi ise buz gibi çıktı."Üzerimdeki pislikten kurtulmaya çalışıyorum." Oktay duyduklarıyla tokat yemiş gibi oldu. Ne bekliyordu ki bir kadına yapılacak en büyük kötülüğü yapmıştı. Ama ne zaman Beyza karşısında dursa aklına Tunc geliyordu. İkisi arasındaki ilişkinin boyutunu tahmin ettiğinden öfkesi küçük bir kıvılcımda olsa yeniden alevleniyordu. Gelene kadar kendisine sakin olmasını söyleyip durdu. Şimdi ise öfkesi pişmanlığının üzerine çıkmıştı. "Senin üzerinde biriktirdiğin pisliği yağmur damlaları temizlemeye yetmez." dedi ve genç kızı kolundan tuttuğu gibi çekiştirmeye başladı. "Bırak beni hayvan herif." Oktay gözü dönmüştü "Merak etme birazdan bırakacağım." dediğinde genç kadının direnmesi hiçbir fayda sağlamadı. Sürükleyerek getirdiği havuzun başında durdu ve "Seni ancak bu temizler." dedi
AŞK İÇİN YAŞAMALI İNSAN  by esmerfrozenn
19 parts Ongoing
Kars'ın uçsuz bucaksız beyazlığı, gökyüzünden yere düşen sessiz bir ağıt gibiydi. Bu topraklar, sert rüzgarları ve katı töreleri kadar, içinde sakladığı derin acılarıyla da tanınırdı. İşte Eflal, bu çetin coğrafyanın en narin çiçeğiydi. Aşiretin gururla anılan kızı, güzelliğiyle efsanelere karışmış, kalbini ise yalnızca bir adama, Alparslan'a adamıştı. Sevda, onun için kutsal bir emanet, Alparslan ise bu emanetin sahibiydi. Fakat bir gün, bu emanetin kırıldığını, sevgisinin toprağa düştüğünü anladı. Alparslan, Eflal'in gözlerinde bulduğu huzuru, başka bir kadının gölgesinde aramıştı. Eflal'in üzerine kuma getirmek istemiş ve bunun için aşireti toplamıştı. O gün, Eflal'in içindeki sevda ateşi bir kor gibi yanmaya devam ederken, gururunun üstüne çöken karanlık, ruhunu üşütmeye başladı Odaları şimdi soğuktu; taş duvarlar, Eflal'in sessiz çığlıklarını yankılamak için oradaydı. Oysa bir zamanlar bu duvarlar, onun kahkahalarını, sevdasının umut dolu türkülerini taşırdı. Alparslan, eve her giriş yaptığında, Eflal'in yüreği daha da sıkışıyor, gözleri uzak dağların ardında bir çıkış yolu arıyordu. Kars'ın soğuk rüzgarları, onun acısını daha da derinleştiriyordu "Töre mi ağırdır, aşk mı?" diye sordu kendi kendine. Gözyaşlarını içine akıtmayı öğrenmişti; çünkü aşiret kızlarına ağlamak yakışmazdı. Ama içindeki isyan, susturulması imkânsız bir fırtına gibi büyüyordu. Her gece yıldızlara bakıp, "Ben sevdim, ama sevdamı elimden aldılar," diye fısıldıyordu. Alparslan'a olan sevgisiyle gururu arasında sıkışmış, bir kadın olarak var olma savaşı veriyordu "Eflal: Karların altındaki sessiz çığlık", sadece bir kadının ihanetle yüzleşmesini değil; törelere, geleneklere ve kalbini yok sayan bir dünyaya karşı verdiği sessiz ama güçlü direnişi anlatıyor. Kars'ın karlı
YAMALI SEVDA  by Betulokssuz
40 parts Complete
Ben boşanmış öğretmen bir babanın kızıyım. Yıllar önce, ben henüz on yaşındayken tayin edildiği Karadeniz bölgesinde aşık olup evlendi. Beni de beraberinde getirdi elbette, çünkü benim annem sorumsuz bir kadın, beni onun eline bırakmadı. Saf Karadeniz'li kadının bir kızı vardı, kendisi ablam olur Zeynep. Babam ve eşi yıllardır birbirini bulmanın huzurundan mıdır bilmem, sakin ama mutlu bir hayat yaşıyorlar. Ben lisede çıktım buradan. Ankara'da liseyi hemşirelik olarak okudum. Üniversiteyi kazanamadım, bende boş durmayayım, babamın yanına geleyim dedim, geldim. On sekiz, on dokuz, yirmi ve yirmi bir yaşlarımda buralardaydım. Sağlık ocağında yardımcı hemşirelik yaptım. O sıralarda babamın eşi Hanife annenin, ahiretliğinin asker oğluyla nişanım takıldı. Tam düğün arefesinde nişanlım olan Halil Yaman, eski sevgilisi, çok sevdiği kız ona kaçınca beni terk etti. Benim adım Tuğba, ben bu şehirden dargın gittim. Yağmurlu bir günde, onların çaylığında birlikte olmuştuk. O sarhoştu, ben aşk dolu. İkimizde nasılsa evleniyoruz dedik ve olanlar oldu. Sonra dünyam başıma yıkıldı, öyle böyle değil ama. Çok şey götürdü benden Halil Yaman ama özümü unutmayayım, çizgimden çıkmayayım diye bana kızımı bıraktı. Tuğçe sıkı sıkı tutunduğum, kendimi adadığım oldu. Ben onunla hayatta kaldım. Yoksa hissettiğim şeyle ölürdüm. Öyle buruk, öyle yamalı bir sevda.
You may also like
Slide 1 of 20
EN ÇOK KİM YANDI?  2 (Acı Aşk.) cover
KABİR | TAMAMLANDI cover
TAMAMLANMIŞ KİTAPLAR cover
Korumam (+18)  cover
YEŞİM cover
ELFİDA/XWÎNDARÎ(KAN DAVASI) [TAMAMLANDI] cover
AŞKIN YÜZÜ 🚬 BİZE SEN KALA 4 cover
K u s u r l u   /Tamamlandı cover
AŞK İÇİN YAŞAMALI İNSAN  cover
Kırmızı Şemsiye cover
YAMALI SEVDA  cover
EMANET (Final Oldu) cover
KARADENİZLİ (TAMAMLANDI ✔️) cover
KADERİN PEÇESİ  cover
Sevda Yüklü Yürekler cover
Gölgeler Uzandığında cover
KÖRDÜĞÜM cover
Delikanlı cover
BAHAR (BERDEL&MAFYA)  cover
Döneceksin Diye Söz Ver cover

EN ÇOK KİM YANDI? 2 (Acı Aşk.)

53 parts Ongoing

Buz gibi bir sesle "Sen ne yaptığını sanıyorsun." diye sordu. Ürkütücü sesi dalga dalga kulaklarını bulduğunda gözlerindeki yaşlarda can buldu ve yanaklarını ıslattı. Hala hangi yüzle karşısına çıkabiliyordu. Sessiz kaldı. Cevap vermek onun varlığını kabul etmek demekti. Karşısındaki celladı kendinde öyle büyük bir yara açmıştıki ne sara biliyor nede öfkesini atabiliyordu. Sorduğu soruya hiç bir tepki vermeyen kadına öfkeyle baktı. Yağmur şiddetini arttırırken genç kadının üzerindeki giysi tüm hatlarını ortaya koyuyordu. Kendilerini uzaktan izleyen korumalara başıyla uzaklaşmalarını söyledi. Dizlerinin üzerine çöken kadını kollarından tutup ayaklarının üzerinde basmasını sağladı. "Sana bir soru sorduğumda bana cevap ver." diye kükredi. Beyza için dokunması kabul edilemez bir durumdu. Midesinin kasıldığını hissetti. Neredeyse kusacaktı. Kendini geri çekmeye çalıştı. Fakat o kadar sıkı tutuyordu ki başarılı olamadı. Karşısındaki adama öyle bir baktı ki ölüm kadar soğuktu. Sesi ise buz gibi çıktı."Üzerimdeki pislikten kurtulmaya çalışıyorum." Oktay duyduklarıyla tokat yemiş gibi oldu. Ne bekliyordu ki bir kadına yapılacak en büyük kötülüğü yapmıştı. Ama ne zaman Beyza karşısında dursa aklına Tunc geliyordu. İkisi arasındaki ilişkinin boyutunu tahmin ettiğinden öfkesi küçük bir kıvılcımda olsa yeniden alevleniyordu. Gelene kadar kendisine sakin olmasını söyleyip durdu. Şimdi ise öfkesi pişmanlığının üzerine çıkmıştı. "Senin üzerinde biriktirdiğin pisliği yağmur damlaları temizlemeye yetmez." dedi ve genç kızı kolundan tuttuğu gibi çekiştirmeye başladı. "Bırak beni hayvan herif." Oktay gözü dönmüştü "Merak etme birazdan bırakacağım." dediğinde genç kadının direnmesi hiçbir fayda sağlamadı. Sürükleyerek getirdiği havuzun başında durdu ve "Seni ancak bu temizler." dedi