Ağıtlar bir ailenin üzerine yıkılırken berçemi yüreğinden hançerlemişti, sevdiği adamın ihanetinde kavrulurken öte yandan hayatını mahvettiği adamın nefreti cehennemin en kötü yanını gösteriyordu ona. Ağızlardan tek bir çığlık yükseldi ve adam kadının gözlerine bakarak yeminler etti. "Seni asla affetmeyeceğim berçem asla kalbime giremeyeceksin!" ** Saniyelerden altı, vicdan kılıcı kaburga kemiklerinden kimsesizler evini kırıp geçiriyor. Nefretin süngüleri vücudunu paramparça ediyor, ukte kalıyor içinde yarım kalmışlıklar genç kadının. Acı içinde sancıyan ruhunu yaslamak için soluk soluğa bir beden ararken nefretle gözleri titreyen adamla göz göze geldi. Ela hareleri nefretle yanarken karşısında acizce kıvranan kadına baktı göz ucuyla. Berçem çaresizce bitkin kollarını kaldırdığında adam bir adım kaçmaktan utanmamıştı, "Ne olur bir kere sarılmama izin ver." Nefeslerinin sonuna gelmiş gibi kan çanağına dönmüş gözlerini yere çevirdi. Karşısında uzun süre sessiz kalan adama göz ucuyla bakıp bitkin ruhunu onun göğsüne yasladı. Hayatını mahvettiği adamın kollarında teselli buldu genç kadın. "Böyle yaparak beni elden ayaktan düşürme..." fısıltısı kulağına ulaştığında bunun kuru bir teselli sözü olduğunu buz gibi yüzüne çarpan ses tonundan anlamıştı berçem...