AŞK MEŞK VE SAÇMA SAPANLIKLARI (#2)
  • LECTURES 450,663
  • Votes 26,875
  • Parties 34
  • LECTURES 450,663
  • Votes 26,875
  • Parties 34
Terminé, Publié initialement mars 29, 2015
O aldatıcı mutlu son gerçeklerine yeterince inanılmıştı. Muhteşem tanışma, sevimli birliktelik, mükemmel bir düğün ve son yazısı yazılırken, çiftin aşk dolu öpücükleri... Film yavaşça sonlanır ışıklar açılır ve film orada biterken, o filmi izleyen bir çift gerçek dünyalarına dönmek için yerlerinden kalkıp evlerine gider.
              
              Gerçek dünyanın beyaz atlı bir prensi yoktu. Mükemmel bir prensesi de yoktu. Gerçek dünyada yemek yapan hem iş kadını hem ev kadını Gül Oyalar vardı ve tabii çalışan ve eve geldimi yemek bekleyen, hiçbir şeyden memnun olmayan bir de Mertleri verdi. Onların gerçek olduğuna inandıkları aşkları vardı. Ve tabii kavgaları ve tabii hakaretleri ve tabii her şeyin üzerini kapatıp hayatlarına devam edecek alışkanlıkları...
              
              Sonra gökyüzü gündüzken güneşi, geceyken ayı, gerçekleri görebilmeleri için onlara ışıklı bir yol sundu ve gerçekleri görmeleri bir beş senelerini aldı. Gerçekleri gördükten sonra da bu evliliklerini Aşk Meşk ve Saçmalıklar uğruna bitirmeyi tercih ettiler ve kendilerini bir anda özgür buldular. Çok sonrasında ise; hayatları yeni düzene ayak uydurması için yeni alışkanlıklar edinmeye başladılar. Hayatlarına girenleri kabul etmeye başladılar. Yeni aşklara kollarını açtılar. Ve hayat bu sefer onların gerçekleri görebilmesi için ne güneşi ne de ayı onların üzerine sunmayacağını göstererek onlardan uzak başkalarına verdi ışıklarını...
              
              Şimdi gerçek aşkın ne olduğunu, gerçek dünyanın nasıl olduğunu ve inandıkları tüm gerçeklerin yok olduğunu görme vaktiydi. Gül Oya ve Mert'in yenidünyasına adım atarken, yeniden yaslanın arkanıza çünkü bundan sonra olanlar artık Aşk Meşk ve Saçma Sapanlıkları!
Tous Droits Réservés
Inscrivez-vous pour ajouter AŞK MEŞK VE SAÇMA SAPANLIKLARI (#2) à votre bibliothèque et recevoir les mises à jour
ou
#47duygusal
Directives de Contenu
Vous aimerez aussi
GÜNAHKAR (Yedi Aşiret Serisi - I)(Tamamlandı), écrit par esratuana
1 chapitre En cours d'écriture
Yedi Aşiret Serisinin ilk kitabı olan Günahkâr yeniden sizlerle buluşacak.🖤 Bir bebek günahkar doğabilir mi? Sancar KAHRAMAN'a göre oğlu doğuştan günahkardı. İhanetiyle kalbini buza çeviren, kendisiyle birlikte diri diri mezara girdiği karısının günahları güzelliğiyle göz kamaştıran oğlunun tenine, ruhuna işlenmişti. İşte bu yüzden, Savaş KAHRAMAN, Urfa'dan, babasının topraklarından sürgün edildi. Yıllar sonra geri döndüğünde, babası ölüm döşeğinde kendi cehennemine gözlerini yummak üzereydi. Ona kalan yıllardır hapsolduğu koca bir yalnızlık, yönetmek zorunda kaldığı bir aşiret, büyük bir servet ve güç oldu. Lakin Savaş'ın istediği bu değildi. Onun istediği KURT aşiretinin varisi güzeller güzeli Rojda'ydı. Kalbindeki buzları kırmayı başaran kadınsa ona yasaktı. Babasının düşmanı Barzan Ağanın varisi olan oğlunun karısı olacağını öğrendiğinde sevdasını yüreğine gömdü. Ta ki en büyük düşmanı onu avuçlarına bırakana kadar... "Tek bir dokunuş, tek bir söz yeterdi kalplerini aşkla kavuşturmaya... Lakin yaralıydı adam ve kadın onun dermanı olduğunu göremeyecek kadar kördü.." ''Aşk; günahsızdır." GÜNAHKAR... Mazi'deki Rojda ve Savaş'ın hikayesi... © Tüm hakları şahsıma aittir. İznim dahilinde olmaksızın alıntı yapılamaz. Kurgunun kullanılması, hikayenin iznim dışında ticari amaçla kullanılması, çoğaltılması yasaktır.Böyle bir durumla karşılaşılırsa yasal işlemler başlatılacaktır.
GECENİN İZİ, écrit par hisssizyazar
46 chapitres En cours d'écriture
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
Vous aimerez aussi
Slide 1 of 10
ESARET cover
Spotlight cover
BERDEL (Düzenleniyor)  cover
GÜNCE | Gerçek Ailem cover
Karanlığın Rengi (Tamamlandı) cover
GÜNAHKAR (Yedi Aşiret Serisi - I)(Tamamlandı) cover
Güneş Tutulması  | Yarı texting  cover
Yılanın Kızı  cover
GECENİN İZİ cover
AYAZIN ÇİÇEĞİ (KİTAP OLDU) cover

ESARET

25 chapitres En cours d'écriture

❝ Bir kader,bin düğüm..❞ ⚓️ 28.11.2024 / #efil 1.sırada 28.11.2024 / #sencer 1.sırada 02.12.2024 / #ticaret 1.sırada