|İlk bölüm olay ile alakasız fakat okumanız gereken bir bölümdür.| Dünya dışındaki bir gezegende yaşam... Sabahları mutlu mesut bir ortam varken geceleri tam bir kaos. Her tarafı başkalaşım geçirmiş yaratıklar çevirmiş vaziyette. Bu yaratıklar kendi içerisinde tehlike düzeylerine göre sıralanmış ve özel yetenkeler edinmişti. Oradaki insanlarda bu özelliklerden korkuyordu. Peki, onları bu durumdan kim kurtaracaktı? Bunu yapabilecek tek bir kişi vardı fakat o, farklı bir yerde yaşamını sürüyordu. Ona nasıl ulaşacaklardı? "Aptalı oynuyorsun demek ki? Bu şekilde saklamaya devam edersen o günün gelmesi kaçınılmaz olacak. Gözlerin kızılın en şeytani haline bürünmeden bu durumuna bir çare bulmak zorundasın. Şayet o gün gelirse olacakları düşünmek dahi istemiyorum." "O gün asla gelmeyecek. Bunun bir yolunu bulacağım. Bir şekilde bunun olmasını engelleyeceğim," dediğimde bir kahkaha atmıştı fakat bu tamamıyla sahte bir kahakahaydı. "Kendini kontrol edebileceğini düşünüyorsun değil mi? O gün neden bunu yapmadın o halde? Görüşün tamamen kızıl iken neden bunu durdurmadın? Yoksa bu yaptığın şey hoşuna mı gitmişti? Yaşanılan vahşet hoşuna mı gitmişti? Söylesene o gün yaptıkların bilincin dışında mıydı? Hatırlıyorsun değil mi? Aslında bilincin yerindeydi. Neden bunu engellemedin o halde?" Tüm bunları nasıl bilebilirdi? "Ben...ben bilmiyorum." başımı ellerimin arasına aldım. Evet, o gün neden bunu durdurmamıştım? Bunu yapamaz mıydım? "Bu elinde olan bir şey değil. Senin gibi yapanların çoğu bu durumu yaşadı. O zaman birikmiş olan gücün şuan kine göre bir hiç! Şuan da sahip olduğun güç o zamankinin onlarca katı kadar. Daha o vakit sahip olduğun azıcık gücü kontrol edememişken şuan kini kontrol edebilecek misin?" Şaşkınlık ile ona bakan harelerimi inceledi. "Bu gözler tekrar kızıla bürünmeden bir karara