Son Durak-Duyguların Hikayesi (Tamamlandı)
  • مقروء 5,589
  • صوت 4,327
  • أجزاء 34
  • مقروء 5,589
  • صوت 4,327
  • أجزاء 34
إكمال، تم نشرها في ينا ١١, ٢٠٢٤
Bu isimdeki ilk kurgudur. 

Not: İçerdiği cinayetler ve şiddet sebebiyle yetişkin içeriği taşımaktadır. 

Annesinin katilini bulmaya hayatını vermiş bir kadın...

Ortadan kaybolan babasını bulmak için örgüt kuran adam...

Kimdi katil? Can alanlar mı katildi can yakanlar mı? 

Kim son durağa aitti? Evine gidenler mi evi olmayanlar mı? 

Affedilmemesi gereken kimdi? Can yakanlar mı can yaktıranlar mı?

Kaybeden kimdi? Bir daha bulunmamak üzere yok olanlar mı kaybolanlar mı?

En çok acıyı gece mi görürdü gündüz mü? 

Peki, kim karanlıktı? Leyal mi yoksa Karanlık mı? 
...
Bu kitapta geçen kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir. 

Hassas kişiler için karanlık ve tetikleyici unsurlar bulunmaktadır. Bunun bilincinde olarak okuyun.

Kitabımın çalınması, kopyalanması, benden izinsiz paylaşılması dahilinde yasal işlem başlatılır.

#aktif 🥇 
#sondurak 🥇
جميع الحقوق محفوظة
الفهرس
قم بالتسجيل كي تُضيف Son Durak-Duyguların Hikayesi (Tamamlandı) إلى مكتبتك وتتلقى التحديثات
أو
#156yenikurgu
إرشادات المحتوى
قد تعجبك أيضاً
KIZIL GECE  بقلم DuruMavii
85 جزء undefined أجزاء إكمال
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.