Bu sayfalar arasında, Silvarandor ormanının gizemli derinliklerine dalacak, Glimmerfeyon bölgesinde eşsiz bir maceraya katılacaksınız. Elf krallığının ışıltılı ağaçlarının arasında, Lorendil ve arkadaşlarının yaşadığı fantastik dünyaya hoş geldiniz.
Bir zamanlar, Eldoria'nın kalbindeki ormanlar sadece elflerin yaşadığı efsanevi topraklardı. Ancak Glimmerfeyon'da, ormanın en parlak noktasında, bu ırkların birbirine karıştığı, dostlukların ve düşmanlıkların başladığı bir zaman dilimi yaşanmaktadır.
Bu sayfalarda, Lorendil ve onun arkadaşlarının öyküsüne tanık olacaksınız. Elflerin gizemli yetenekleri, Silvarandor'un engin ormanlarındaki diğer varlıklarla olan etkileşimleri ve Glimmerfeyon'daki eşsiz yaşam tarzları sizi büyüleyecek. Ancak, bu muazzam güzellik ve huzur içindeki dünya, içinde taşıdığı sırlar ve tehlikelerle de doludur.
Lorendil ve arkadaşlarının karşılaşacakları zorluklar, dostluklarını sarsacak, gizemleri çözmeye çalışırken geçmişin kapılarını aralayacak ve Eldoria'nın dengesini değiştirecek. Ancak, her birinin kendi içinde taşıdığı güçlerle, bu elflerin öyküsü sadece bir macera değil, aynı zamanda bir kaderin çizgisi olacaktır.
Unutulmaz bir serüvene hazır mısınız? Gelin, Glimmerfeyon'un büyülü dünyasına adım atın ve elflerin hikayesinin başlangıcına tanıklık edin. Yolculuğunuz, Silvarandor'un karanlık gölgelerinden, aydınlık yüksek tepelerine ve Glimmerfeyon'un eşsiz ışıltısına kadar sürükleyici bir serüvene dönüşecek.
Işıltılı sayfalarda kaybolmaya hazır olun.
"Elini göster." Elimi arkamda yumruk yaptım.
"Leo?" dedim yardım dilenen bir ses tonuyla. Fakat Leo bakışlarını kaçırdı. Bakışlarını kaçırdığı anda takılı kaldı. Gözleri liderin eline düştü.
"Lider." dedi. "Yüzüğün?" Gözlerimi onun eline çevireceğim sırada elini arkasına götürdü. Başını bu seferde sağına doğru yatırdı.
"Bana elini göstermeden buradan gidemezsin." Yutkundum. Her an ağlayacak noktadaydım. Çocuk gibi tepinerek ağlama isteğiyle doluydum! "Feride." Gözlerimi sımsıkı kapattım. "Elini göster." derken sesi kısıktı. Daha fazla direnmenin bir sonuca varmayacağının bilincinde olarak yavaşça elimi önüme doğru uzatıp, yumruğumu açtım.
Çıt çıkmadı.
Demek ki yüzüğü Leo gibi onlarda göremiyordu. Rahatlayarak bir nefes verip gözlerimi açtığım sırada, yüzük parmağıma bir elin değmesiyle irkilerek ona baktım.
Sağ eliyle, sol elimin yüzük parmağına dokunuyordu. Lütfen göremiyor ol. Lütfen. Gözlerimi yüzüne çevirdim. Kaşları çatılmıştı. Bakışlarını yüzükten alıp, gözlerime çevirdi. Elimi çekmeye çalıştım. Bırakmadı. Arkasına sakladığı elini öne uzatıp bana doğru gösterdi.
Parmağındaki sade, gümüş alyans parladı.
Bir küfür savurdum.
Elimi tekrar çekmeye çalıştım.
Bir kere daha ve bir kere daha...
Ne kadar çekiştirirsem, çekiştireyim elimi bırakmadı.
Dolan gözlerimi Leo'ya çevirdim. Beni buradan götürmesi için ona yardım dileyen gözlerle, baktım.
Fakat karşılık alamadım.
17.09.2023