"Davina..."
Duyduğum sesle irkilerek gözlerimi açtım, fakat karşımda hiç kimse yoktu. Sesi tekrardan duyduğumda ayağa kalkarak etrafıma bakındım, ses annemin olamazdı. Çok yakınımda bir o kadar da uzağımda duyduğum için ürperdim. Aniden önümde bir adam belirdi çığlık atmak istedim fakat sanki boğazıma dikenli teller sarılmıştı, ne kadar denesemde çığlık atamıyordum. Yüzünde küçümseyici bir gülücükle bana bakıyor, ondan korkmamdan zevk alıyormuş gibi gülümsüyordu. Esmer, uzunboylu korkunç bir yaratığa benziyordu. Gözleri simsiyahdı üzerime doğru gelmeye başladığında geri adımlamaya çalıştım ama sanki ayaklarım yere mühürlenmişti.
"Benim güzel Davinam. Benden kaçabileceğini sanman çok yazık. Ben senin zihninin içindeyim sen istesende istemesemde hep seninle, senin yanındayım."
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."