Batuhan "Narin" diye fısıldadığı anda, Narin birden yerinden fırlayıp kapıya yaklaştı. Batuhan'ın buraya gelmiş olması onu çileden çıkarmıştı. Gitmesi için yalvarmaya başladı; "Yapmayın ne olur, yalvarıyorum, olur mu böyle şey? Anneniz duyarsa!" diye serzenişte bulunuyordu. Batuhan da durumun vahametini anlamış gibi numara yaparak, "Lütfen, bir dakika, kapıyı açar mısın, ya biri beni burada görürse? İçeri gireyim de konuşalım". Kısa bir sessizliğin ardından, Batuhan Narin'in kapının mandalını arayan elinin sesini duydu. Mandal yavaşça kaldırıldı ve Batuhan hemen aralanan kapıdan içeri süzüldü. Narini olduğu gibi, ucuz bezden geceliğiyle kucakladı. Narin fısıldıyordu, "Ne yapıyorsunuz?" ama Batuhan'ın bu sözlere aldırış ettiği yoktu. Onu kendi odasına götürüyordu. Narin, "İstemiyorum, bırakın beni" diyordu sürekli fısıldayarak. Bir yandan da biri onları bu halde görse ne yaparım, nasıl açıklarım diye düşünmekten kendini alamayıp, sesini çok da çıkaramıyordu. Kimse Batuhan Bey'in zorla onu götürdüğüne inanmazdı ki, Narin zorla Batuhan'ın kucağına çıkmıştır, başka türlüsü olamaz. Utançtan başını yerden kaldıramadı. Odaya geldiklerinde son bir gayretle kapının pervazına tutundu girmemek için. Ama çok zayıftı Narin, Batuhan'ın dengi değildi. Batuhan onu kolayca odaya çekip kapıyı kilitledi.
Kayıp Yıldız 12 yaşında bir köy kızı olan Narin'in trajediyle dolu hayatını anlatıyor. Bir kadının büyüme öyküsünü, aşkı, acıyı ve hayatta kalma mücadelesini anlatan bu hikaye, Narin'in gözünden evrensel duyguları işliyor.
(Hikayenin ingilizce versiyonunu Whispers on the Wind adı altında yine ben yazmaktayım. ) Umarım beğenirsiniz 🤍
| Yetişkin okular için uygundur,
cinsellik ve argo içerir! |
Terk ettiği nişanlısının mahallesine üç yıl bir ay on dokuz gün sonra tekrar gelen Nalan ne ile karşılaşacak? Her şey bıraktığı gibi mi?
•
"Yalvarırım git Nalan. Benim başıma bela açma! Mahallemden git! yoksa-"
"Yoksa?"
"Zor lan!" dedi yarım ağız bağırarak.
"Hayatımı siktin ulan! görmüyor musun Nalan beni? Yarattığın enkazı görmüyormuş gibi! Nalan senle ben aynı mahalleyi bırak aynı şehirde yaşayamayız!" göz yaşlarımı sildim bedenimin yanında ki iki kolu ve yakınımda ki yüzü her şeyi zorlaştırdı. Kör kütük sarhoştu.
"Neden?" diye sordum acıyla.
"İki yangın beden birleşir.." dedi kendine hatırlatır gibi. Sonra ekledi. "Biz artık beraber yanmayız Nalan. Ya küle döneriz. Yada yakarız!"
'Nalan hep giderdi, Asaf kalmaz sanırdı... Asaf hep kalandı.'