//İlk bölüm sadece tanıtım amaçlı atılmıştır! LAKAYIT bitmeden devamı gelmeyecektir! "Sana bir tavsiye. İçkiyi vereni kızdırma." Yüksek sesle söylediğim bu cümle -sarhoş veya ayık fark etmez- herkesin silahlarını çıkarıp ona doğrultmasına yetmişti. "Şimdi düzgün söyle. Ne için geldin?" Sinirle dişlerini sıktı ve delici bakışlarını bana çevirdi. Bakışlar insanı öldürebiliyor olsaydı şuan binlerce kez ölmüştüm. Ancak korkmadım. Bizim sektörde bu bakışlar gayet normaldi. "Ölmüş kim?" Onu biraz daha öfkelendirmek istedim. "Nazik ol." Dedim genişçe sırıtarak. Derin bir soluk aldı. Gerçekten sınırlarını zorluyordum. Ve bu bana büyük bir haz veriyordu. "Ölmüş'ün kim olduğunu biliyorsan söyle... Lütfen?" Kelimeler zorlukla çıkıyordu ağzından. Sırf elim dolu gözüksün diye sile sile nur gelmiş olan kadehi masaya bıraktım. Elimdeki bezi ise önlüğümün cebine koydum. "Ne istiyorsun, Bozkır?" Ona o söylemeden adıyla, hele de sadece ailesinin bildiği adıyla hitap etmem üzerine bakışları öfkeden şaşkınlığa evrildi. Ve anladı. Ölmüş bendim. (+18 sahneler bulunacaktır!) (NOT: Baş karakter kendine kötü diyip devletle çalışan, insanlara yardım eden iyilik meleği bir mafya değildir. Aksine uyuşturucu, silah ve insan kaçakçısı, yasadışı bahis ve kumar oynan yerlerin sahibi. Rahatsız olan okumasın.)