kaveh'in bakış açısı
Birinci bölüm: Onlarca yıl sonra, ben bile kendimden umudu kesmişken onu gelip beni aramaya iten şey neydi?
Yıllarca burada tek başıma bekledikten sonra hâlâ bu yalnızlığa alışamıyordum. Kimse beni duymak için burada değildi, kimse beni görmek için burada değildi, kimse beni tanımak için burada değildi...
-ah kim olduğumu mu soruyorsun? Üzgünüm birisiyle konuşmayalı uzun zaman oldu.
Bu yakışıklı, uzun boylu adamla konuşurken dedim
- Boşver, söylesem bile inanmayacaksın...
Kumdan başka hiçbir şeyin olmadığı çöle bakarken iç geçirdim. En az yüz yıl boyunca hiçbir şey ve hiç kimse buraya gelmedi, en az yüz yıl boyunca kimse beni aramadı.
Çenemi tutup güzel turkuaz rengi gözlerine bakmamı sağlarken "sadece söyle bana" dedi.
Ben farkına bile varmadan dudaklarım kendi kendine hareket etmeye başladı
-Ben... Kaveh, eski bereket tanrısı
Sanki uzun zaman önce kaybettiği bir şeyi bulmuş gibi gözleri irileşti. Beni baştan aşağı süzerken 2 saniye öncesine göre çok daha sakin görünüyordu. Elimi uzattığında şöyle dedi:
-Sonunda seni buldum..
Güneş arkasında parlarken sanki beni güneşten korumaya çalışıyormuş gibi görünüyordu.
Ona baktım, o an, en başından beri bana içtenlikle bakan gözlerini fark ettim.
Ve gözyaşlarının akmasını durduramadım
Elini tuttum ve dedim ki
Gerçekten yaptın değil mi?