Ayda Yıldız, bu zamana kadar ona verilen bütün görevleri başarıyla yerine getirmişti. Yaptığı işlerle yer altı dünyasının önemli isimleri onun nâmını duymuşlardı fakat onu kimse tanımıyordu. Yüzünü ve sesini bilen birisi yoktu.
Ona verilen son görevi de diğerlerinde olduğu gibi kolay ve başarılı bir şekilde bitirmeyi planlıyordu fakat yakında anlayacaktı, bu görevi diğerlerinden ayıran farklılıklar vardı. Okula yeni gelen ve ilk defa gördüğü yüzün, hayatına sızdığını geç de olsa farkedecekti.
"Seni tanıyor muyum?"
"Belki evet, belki hayır, moya kroshka."
İki yabancı, birbirlerini çok iyi tanıyabilir miydi?
Bir zamanlar seni çok iyi tanıyan kişi, artık sana yabancı gözlerle bakar mıydı?
Suçlu kimdi?
Suçlu, unutan mıydı yoksa unutmasını engelleyemeyen mi?
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."