Bir daha görmek istediği son insan bile olamazdı ama tam karşısındaydı işte. Bakışlarında aralarındaki mesafeye rağmen açıkça okuduğu karmaşık duygularla gözlerini dikmiş bakıyordu. Kıskançlık, hüzün, öfke... Hepsi bir olmuş, saldırmak için an kolluyordu bir zamanlar müptelası olduğu kahvelerde. Derin bir nefes alıp, sevdiğinin avucunda kaybolmuş eline baktı. Gözleri yeniden maziye döndüğünde, onun da bakışları birleşen ellerindeydi. Birden hareketlenip bulundukları yöne doğru gelmeye başladığında, biraz korku biraz sinirle tuttuğu eli sıktı. Alper, sevdiği kadındaki değişikliği fark etmiş ancak sebebini anlayamamıştı. Dikkatle gözlerine baktığında açıklama ihtiyacıyla mırıldandı Burçin. "O burada," dedikten sonra bakışlarıyla Ömer'i gösterdi. Zorlukla adını fısıldarken, iyice Alper'e sokulmuştu. Genç adam, derin bir nefes aldıktan sonra yanlarına gelmelerine birkaç adım kalmış adama baktı. Yüzünde sahte olduğu açıkça belli olan gülümsemesiyle tam önlerinde durmuştu. Doğrudan, genç adama diktiği bakışlarıyla elini uzattı. "Selam, Ömer ben. Burçin'in eski bir arkadaşıyım." Alper, karşısındaki adamın yüzünde gördüğü gülümsemeyi aynen yansıtarak kendisine uzatılan eli sıktı. "Alper, nişanlısıyım." Bazen doğru sandığımız insanlar, aslında bulundukları rollerin nasıl oynanmayacağını gösterir bize ama anlamak için o role yakışanı bulmak gerekir. Bir kalbin kırılıp parçalanması ve yeniden hayata dönmesini okuyacağımız, hayatlarımızdan sahneler, cümleler bulacağımız, zaman zaman kızıp bazen ağlayacağımız sıcacık bir hikaye olması umuduyla. Keyifli okumalar.