Bir varmış bir yokmuşş.. Güzeller güzeli bir prensesle yakışıklı mı yakışıklı bir prens birbirlerini çokk sevmişler. Her şey güzel giderken prenses aniden bir at arabasının altında kalmışş. Uyandığında ise oğlanı hatırlamıyormuş. Buna çok üzülen yakışıklı prens, saray ahalisinden de yardım alarak bir karar vermiş. Genç oğlan kararlıymış, kendisini yeniden eskisi kadar sevdirecekmiş. Prenses bundan habersiz hayatına devam ederken, genç prens onun hayatına ilk girdiği zamanki gibi aynı şekilde yeniden girmiş. Ve her şey tekrar başlamış. Tarih kendini tekerrür ediyormuş. Ama bu süre içerisinde zamanla kız değişmeye başlamış. Artık prense karşı daha farklı yaklaşıyormuş. Bu değişimin nedeni ise bir kitapmış. Adı da Kur'an'ı Kerim'miş. Kız o kitabı bir sağlık aliminin dolabından bulmuş ve kitap kalbindeki sorulara cevap olmuş. Bunun farkına varan prens gizlice prensesin odasına girmiş ve prensesin sırrıyla karşılaşmış. Çok şaşıran genç adam kendi sarayına gidip aynı kitaptan getirtmiş. Ve o da gerçeklerin farkına bir bir varmaya başlamış. Bu iki genç artık eskisi gibi el ele tutuşmuyor, sarılmıyor ve birbirlerinin gözlerine bakmaya çekiniyorlarmış ama aralarındaki aşk öncesinden daha kuvvetliymiş. Kuvvetliymiş kuvvetli olmasına da bi o kadar da farklıymış. Çünkü o aşk Allah aşkının altında ezilip kayboluyormuş. Prens artık her günahtan çekinip harama yaklaşmazken prenses de kendini türbanıyla saklıyormuş. Başındaki beyaz örtüsüyle kızın güzelliği ikiye katlanmış adeta. Hem o Kur'an'da "Ve asâ entekrahû şey'en ve huve hayrun leküm.","Olur ki siz bir şeyden hoşlanmazsınız, halbuki o sizin için hayırlıdır." buyuruyormuş. Bu işin sonu da elbet bir hayra varacakmış. Ne varki bu büyük destanın sonu bu sefer aynı sonlanmamışş...All Rights Reserved