Yanlışımı yalnız mı yaşıyordum yoksa yalnız yanlış yaşamak üzerine mi lanetlenmiştim. Hayatımın son birkaç senesini bu düşünce ile savaşarak geçirmiştim. O kör katil gecenin lanetli olduğuna inanmış, kendimi de o geceyle lanetlenmiş olarak varsayıyordum. Ruhumu sevdiği tüm ailesini bir gecede darmadağın halde bulmuş küçük bir kız çocuğu olarak bırakmıştım. O günden sonra ne ben ne de ağabeyim kendimizi tam anlamıyla toparlayamamıştık. Küçücük bedenlerimizle camdan görüşümüzü engelleyen yoğun kar yağışını soğuktan titreyerek dışarıda tehlike var mı diye gözetlerken ağabeyimle birbirimize söz vermiştik. Sonucunda ne olursa olsun, kanımızın son damlasına kadar bile olsa savaşıp o lanet gecenin faillerini bulacaktık. Ve o... Kırılan kanatlarıma merhem olmak için mi yoksa kurumaya yüz tutmuş yaralarımı yeniden kanatmak için mi bana gönderilmişti. Gece karası gözlerine kilitlendiğimde yaşadığımız tüm kötü anları unutmak istercesine tutundum ona. Hiç bırakmak istemedim. Biri daha gitsin istemedim... *Kurum ve kuruluşlar hayal ürünüdür.