Şıklarına aldanmayın. Fakir ailelerin, fakfakir çocukları. Aynı mahallede büyüdüler, aynı okullarda okudular. Okul derken, işsizlik geciktiricisi. Okuyacak başka boktan okul kalmayınca daha fazla geciktirebilme ihtimalleri de kalmadı. Birkaç kez "normal" işlere girip çıktılar, onlara göre değildi. Zengin olmaları, mümkünse de hızlı zengin olmaları lazımdı. Bu düşünce yeni değildi, akılları ermeye başladığından beri hergün tekrar ediyorlardı. Zengin olma amaçları yeni olmasa da, yeni olan bir şey vardı. Bu amaçlarına ulaşabilmeleri için gereken irade.
Tekelci Ahmet Dayı'dan yürüttükleri 50'lik tombul şişe biraları, nasıl olacağını bilmeseler de bir gün mutlaka sahibi olacaklarına inandıkları şehri ayaklarının altına seren Seyir Tepesi'nde kafalarına diktikten sonra, parlayan gözlerle birbirlerine bakarken ikisi de aynı anda fısıldadı:
"Ortak mıyız?"