Nazikçe çenemin altından öpüyor, dudakları boynumdan aşağı kayıyordu. Nefesini tenimde hissedince huylanarak başımı sola doğru bastırdığımda yüzüyle aramdaki mesafe azalmıştı. Gözleriyle karşılaştığımda boynuma öpücüklerini sıraladı. Felç edici bir şok geçiriyormuş gibiydim. Sevdiğim kişinin bana bu kadar yakın olması kalbimi çok heyecanlandırmıştı. Belimde hissettiğim okşayışla düşmemek için kollarımı bedenine sardım. Bedenlerimizde boşluk kalmadığında artık kalbim sonsuza dek ona mühürlenmişti. Kahverengi gözlerinden damlayan yaşlarla karşısında duran sevdiğine bakıyordu Nazlı. İçinde kopan fırtınalar nefesini kesiyordu, Alper'in kalbini kırmaktan endişelendiği için dilediği gibi kelimeleri dile dökemiyordu. Ne yapacağını şaşırmıştı artık. Kalp kırsa, kırıldığı yerden çiçek mi açardı kalbi? -"Sana olan duygularımı biliyordun ve buna rağmen kendinden uzaklaştırmak için başka kızla sevgili rolü mü yaptın Barış? İlk duyduğumda inanmadım, dedim ki herkese; Barış o kadar da kalpsiz değil, bunu yapacak kadar karakterli biri. Fakat yanılmışım. Beni kandırırken zevk aldın mı bari? Tabi ki almışsındır. Ne de olsa bu kız hasta zaten yarın bir gün geberip gittiğinde tek beni seven o olmaz diye düşünmüşsündür!" Ellerini yumruk yapıp sıkıyordu Barış Alper. Daha kendisine bile itiraf etmekten korktuğu duygularını söyleyemezdi ki Nazlısına. Kızın ağzından çıkan cümleler boğazını düğümlemişti, sesini çıkaramıyordu. Söylese bile bu saatten sonra inanmazdı onu sevdiğine. Bir anlık şeytana uyup oyun çevirmişti. Çevirdiği oyunda sonsuz kötülüğe mahkum edilen o olmuştu.
3 parts