"-Ben sana inanmıştım'' dediğimde yüzüme bile bakmıyordu.
"-Suçlu olduğunu bildiğin için susuyorsun, yalvarırım susma, kalk ayağa bağır, çağır ama susma'' yine sessiz kalmaya devam etti.
Ben deli gibi ağlarken, o sessizce beni dinliyordu.
"-Ne yani bunca şey, bunca anı boşunamıydı, sadece bir kağıt parçasını imzalamam için mi benimle oynadın.''
Kafasını kaldırıp bana baktı ve ''ben özür dilerim, planımda sana zarar vermek ya da aşık olmak yoktu'' dedi ve sessizliğine tekrar gömüldü.
"-Ben sana inandım, bana aşıksın sandım, keşke o gün buraya hiç gelmeseydim, seni görmeseydim''
"-Kesin o Selin hanım olayı da yalandı de mi?" diye sorduğumda kafasını olumlu anlamda salladı ve kafasını kaldırıp yüzüme baktı.
Ben odanın ortasında çığlıklarımla dolanırken, o da koltukta oturmuş kafasını önüne eğmişti.
''-Amacına ulaştın mı bari?'' diye sorduğum da kafasını kaldırmadan ''bilmiyorum'' dedi.
Çantamı alıp odadan çıkacağım sırada arkamı dönüp ona baktım ve onun beni izlediğini fark ettim.
"-Umarım beni kullanmana değmiştir'' dedikten hemen sonra kapıyı çarpıp odadan çıktım ve aşağı indiğimde salonda beni izleyen gözleri aldırmadan evden dışarı çıktım.
Aden peşimden geldiğinde ''lütfen Aden'' dedim ve arabama binip uzaklaştım.
__________
''Lütfen beni affet"
''Seni affedemiyorum, Emir. Bana yalvarmanı istemiyorum ama seni affetmem için çabala''
Hep Onları Suçladık Yoksa Biz Masum muyduk?
Yıllardır atama bekleyen Doğukan ve Fulya çifti sonunda Topukçınar Köyüne öğretmen olarak atanırlar,köye geldiklerinde ise korkunç kabuslar ve halüsinasyonlar görmeye başlarlar,bir süre sonra gördükleri rüyaların hepsinin gerçekleşmesiyle dehşet içerisine düşen çift komşularının önerisiyle köyün yakınında bulunan bir Alim olan Orhan Hoca'dan yardım isterler.Bazı ritüellerin ardından bu çifte cinlerin musallat olduğu anlaşılır,sırlar çözüldükçe geçmişin karanlık sayfalarında saklanan bazı korkunç gerçekler ortaya çıkar...!