-Hadi, toparlan!
+Hayır, gelmiyorum.
-Emrine amadeyim, seçim hakkı senin, çekeceğin acılar da dâhil!
+ Evet, karar benim.
*Kafes, bir şey unutmadın mı?...*
"Kuruyan bir gülü canlandırabilecek bir şey yoktur ama batan güneş ertesi gün yeniden doğar, senin avucunda kalan o sararmış gül, bir ömür bir kitabın arasında durur. Senin ona baktıkça gördüğünü, o sana baktıkça görmez, seni duyamaz, hissedemez. Düşen yapraklarını o kitabı her açışında içeride durmaya zorlarsın ama güneş hep oradadır. Senin içini ısıtır ve başka bir gül ekmen için sana yeni bir gün ve ihtiyacı olan ışığını verir. Gülü büyüten güneştir ama sen, geçici olana takılır kalırsın..."
Kağıdı zarfın içine geri soktum. İnsanlar ve duyguları çok zavallıydı. Artık olmayı beklediğim yerdeydim, ait olduğum yerde. Şu zayıf varlıklara ait bir kağıt parçası, süsten ibaretti. Buruşturup çöpe attım ve oradan ayrıldım.
Eski Veliaht Guan'ın kızı olan Lidena, babasını öldürmüş olan amcası Zeord tarafından sürgünden çağırılır. Ancak İmparator Zeord'un oğlu veliaht Gablin savaşta ölmüştür. Tahta geçebilecek herhangi bir veliaht yoktur. Zeord, Lidena'yı da savaşa göndermek ister. Tahta geçmemesi için tıpkı oğlu gibi savaşta ölmesini planlar ancak bilmediği bir şey vardır.
Kardeşi Guan'ın kızı Veliaht Lidena düşündüğü gibi bir Prenses değildir...
Dikkat bu hikaye fazlasıyla intikam, kavga, şiddet içermektedir.