İki Dünya Arasında "Aşk"

Planlanmış bir anne, planlanmış bir bebek, planlanmış bir sperm ama planlanmamış bir küçük annenin hikayesine hoş geldiniz...

......

Zeytin ağaçlarının arasında yürürken rüzgarın etkisiyle oynayan zeytin yaprakları ıslık çalıyordu.Düşen zeytinlerin çıkardığı seslerde eşlik ediyordu.

"Anne..."

Duyduğu ses kime aitti?

"Anne..."

"Kimsin sen?Neredesin?"diye sordu ağaçlara.

"Anne"arkasından gelen sesle döndü. Rüyalarındaki kızla karşı karşıyaydı.Mavi gözlü,sıcacık gülümsemesiyle öyle güzeldi ki bakmaya doyamıyordu genç kız.

"Anne..."

İşte bu kelime koruma içgüdüsünü harekete geçirdi. Adım attığında depara kalkan kalbiyle yaklaşıp önünde durdu.

"Senin annen kim?Nerede?Söyle ona gidelim." Küçücük elini kaldırıp karnına koydu, maviş gözlerini genç kızın gözlerine diktiğinde kendini gördü bir an.Yine aynı his.Kaan Beyin,"Kızınız hamile" sözü yankıladı kulaklarında.

"Anne,sen benim annemsin"gözyaşlarını engelleyemedi. Hissetmişti onun canının bir parçası olduğunu."Ve ben buradayım, karnında"parmakları tüy kadar hafif dokunuşlarla karnını okşadı. Karnındaki elinin üstüne elini koyduğunda gülümseyen gözlerle bakıyordu annesine.Sıcacık elleri, dudaklarından çıkan anne kelimesi.

"Kendine gel anne"ne demek istedi şimdi kendine gel diye düşünürken iki eliyle hafifçe itekledi."Kendine gel anne"diye tekrar etti bağırarak.

"Ne demek istiyorsun kızım."

"Anne bizi ayırıyorlar."

"Kimse seni benden ayıramaz kızım."

"Anne ayırıyorlar kendine gel."

"Uyan..."

"Ama ben uyumu..."sustu ultrasonda bezelye tanesi bebeğini görünce kendini dış dünyadan soyutladığını hatırladı.

"Anne uyan, kurtar beni öldürmelerine izin verme"diye bağırdı.

"Anneeeeeee!"
Kolunda hissettiği iğneyle kendine geldi, vücudunu bir ürperme aldı. Çatal masada yatıyor