35 parts Ongoing MatureBir yangın vardı yüreğimde.
Bir boşluk vardı.
Onu öldürmüştüm. Babamı öldürmüş, cenazesini ise kalbime gömmüştüm. Onun beni öldürdüğü gibi acımasızsa öldürmüştüm. Tek fark ben 17 yaşında bir kız çocuğu değildim ve o eskisi kadar kötü değildi. Bana bakmıştı, gözlerindeki kederi görmüştüm. Neden böyleydim? Mutlu olmam gerekmiyor muydu? Neden bir insan gibi hissediyordum? Hayır, ben bir insan değildim ve insani özellikle taşımıyordum. Ben bir canavardım. Bu nedenle içimde ağlayan o kız çocuğunu yok etmek ister gibi gülümsedim.
İlk cinayetimi işlemiştim.
Sırada diğer cinayetimi işleyecektim. Karşımdaki karanlığa döndü bakışlarım, gölgesinin ateşi ruhumda bir yangın başlatmıştı. "Öldürdüm." dedim gözlerine bakarak. Yemyeşil gözleri hissizlikle parladı. "Anlaştığımız gibi." dedi.
"Anlaştığımız gibi." diyerek onu tekrar ettim. Azrailim karşımda gururla bana bakıyor, kendi elleriyle büyüttüğü bu kadını hayranlıkla izliyordu. "O gün geldi küçüğüm." dedi. Karanlığımı okşayıp aydınlığımı yok ettiği an içimdeki kıvılcımın tohumları gözbebeklerime yansıdı. Ben tamamen karanlıktım ve biliyordum ki siyah her zaman beyazı yutardı.
Aydınlığa doğru ilerliyordum.
Önümdeki o uzun yolda birisi vardı. Bakışları benim gibi karanlık, ruhunun derinliği ise fazlasıyla aydınlıktı. Karanlıktan kaçmak istiyordu fakat bilmediği bir şey vardı. Sarıldığı, içine çekerek yok olmak istercesine şehvetle öptüğü, saçlarını okşadığı; kim olduğunu bilmeyerek aşık olduğu bu kadın onun çoktan karanlığı olmuştu.
Siyah beyaza karışınca beyaz yok olurdu.
Süveyda Alkan, Yankı Akayı yok edecekti.
Kimsenin bilmediği bir şey vardı ki, eğer siyah ve beyaz birbirine karışırsa ikisi de yok olurdu.