"Yenilgi senin için bir zayıflık mı Aren Çakır?" "Yenilgi değil Utku yenilmek bir zayıflıktır." "Açıkla," dedim sert bir sesle. Kolunu benden kurtarmayı akıl edince biraz geri çekildi. Kaşlarını çattı. "Anlamadım." Hafifçe üzerine eğildim. "Yenilgi ve yenilmek arasındaki o büyük farkı açıkla." Kelimeleri tek tek vurguladım. Dudaklarını araladı ama sonra birbirine bastırdı. Arkasını dönüp gitmeye başladı."Yenilmek kişinin elinde olan bir davranıştır," dedim sesimi yükselterek. Bu Aren'i durdurmaya yetmişti. Bilmiş bir gülümseme takındım. "Yenilmek vazgeçmektir, acizliği kabul etmektir, savaşı terk etmek, tutsaklığı seçmektir. Ahmakça!" "Yenilgi ise hezimete uğramaktır Aren. Başarısız olursun, yenilirsin. Bir savaşa girersin, mağlup olur, yenilirsin. Elindeki her şeyi yitirirsin, yenilirsin." Derin bir nefes verdim dudaklarımın arasından. "Ama vazgeçmezsin ne kendinden ne de kendi rızanla kabul ettiğin o uğurdan." Çekingen adımlarla bana doğru döndü. Gözlerime bakmadan başını tavana kaldırdı. Elinin tersiyle dolan gözlerini sildi. "Tüm yüreğinle senden bir cevap istesem verebilir misin? O kadar cesaretin var mı yoksa gözyaşı zırhını çıkarmaya niyetin yok mu?" "Yenildin mi, yenilgi mi?" Başını aşağı eğdiğinde gözleriyle göz göze geldim. Bir kara delikten farksız gözlerinde her duyguyu seçebiliyordum. Herkesin renksiz dediği ama içinde gökkuşağının elli tonunu barındıran camdan gözleri bana öyle bir baktı ki, Aren söylemeden ben ne demek istediğini anladım. "Öyle kötülükle dolusun ki öyle acıyla bütünleşmişsin ki katran karası kalbini kırmaya kalkınca biri, kendini korumak için bıçaktan keskin sözlerle zırhlanan sensin. Tüm yüreğinde cesaretini toplayabilir misin yoksa duyguları toplayabilecek bir yüreğin bile yok mu?"
12 parts