Adı "Alara" olan genç bir kızın hikâyesidir bu. Henüz 19 yaşında olmasına rağmen, omuzlarında çoğu insanın taşıyamayacağından çok daha fazla yük taşıdı o...
"Belkide yalnız değilsindir, belki de ben varımdır ha ne dersin?"
Alara işte o an anladı bazen geçmişi geçmişte bırakması gerektiğini, ama anlayamadığı bir şey vardı peki ya geçmişini geride bırakmak tüm anılarıni silip atmak mı demekti? Evet belki geçmişinde güzel anılar yoktu ama Alara'yı olduğu gibi kabullenen bi ailesi vardı... Ne kadar farkında olmadan üstüne fazla gitselerde Alara'nın bi ailesi vardı... Bi annesi onu ne kadar üzse de kırsada onu geçmişte bırakmak, hatıralarına mâhküm etmek istemiyordu. Ama mecburdu geçmişine takılı kalamazdı, onun da bir kalbi okşanmayı bekleyen bir ruhu vardı. Ne kadar keder doluda olsa insan gülmeyi hak ediyordu.
"Çünkü Alara yanılıyor... B-ben onun mutlu olduğunu görünce kalbimden bir parça eriyor. Sanki bütün derdim tasam onun gülümsemesiyle yok oluyor..."
"üzgünüm anne, üzgünüm baba ama ben bu evi terk etmezsem kötü hatıralarımda boğulacağım... "
"Beni babam bile adam akıllı sevmezdi ama sen... sen geldin ve benim ruhsuz, neşeniz hatta renksiz hayatıma geldin ve beni tamamladın. Belki sen siyah ben de beyazdım ama yan yana gelince ne kadar da mânâlı bir anlam çıkarıyoruz ortaya hiç fark ettin mi?
-Etmez olur muyum ayrıca lütfen o cümleyi kurma...
-Hangi cümleyi?
-Seni baban sevemediyse ben severim,seni baban mutlu edemediyse ben ederim sen yeter ki gitme..."
Şimdi ise gidiyorum bu evden ne yapacağımı nasıl dayanacağımı bilmeden,bildiğim tek bir şey var o da yalnızca "YALNIZLIĞIMA GİTTİĞİM.."