Hissediyorduk, fakat ölüydük.
İşkence ediliyorduk, insanlığın sonunu getiren deneylere alet oluyorduk.
Görüyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk.
Bu savaş'a boyun eğiyorduk, hiddetli bir fırtına'nın esiri olmuştuk. Çünkü ışığı hissetmek istiyorduk.
Fakat benim en büyük savaşım içimde bulundurduğum aşkımdı.
O an bir tercih vermem lazımdı.
Ya aşk için savaşacaktım, ya da canım için.
Aşkı seçtim.
Çünkü her daim beni korumak için bir adım arkamdaydı.
Ölümden korkmuyordum, ışığını üzerimden çekmediği sürece.
Bir kalp, aşkla atarken, bazen ölümü bile unutur.
Bu savaşların ortasında tutkunun izleri alevlenir.
Bombalar, silahlar, öldürücü maddeler. Birbirimize tutunmamızı sağlar.
Bir bakarsın güneş yeniden doğar.
"Benim için öl diyemem, benim için yaşamanı dilerim"
İnstegram hesabı 💞~yagmurclsc_
Başlangıç tarihi (04/02/2024)
İnsanlar üçe ayrılır; Yaşayanlar, Yaşamayanlar. Yaşayamayanlar...
Yaşayanlar: hâlâ dünyadaki hayatına devam edenler.
Yaşamayanlar: öldükten sonra ikinci bir şansı hak edip bu büyülü evrene gelenler.
Yaşayamayanlar: öldükten sonra ikinci şansı hak eden ancak büyü gücü ve dövmesi oluşmayanlar.
🖤
Başlangıç ve bitiş. Bebek arabasıyla gezdiğim yolları, şimdi tekerlekli sandalyeyle geri dönüyorum.
🖤
En büyük gayesi babasının öğrettiği gibi
adaletli bir avukat olmak isteyen Yargı Yargıcı kendini ölümcül bir hastalığın pençesinde bulur.
Öldükten sonra gözlerini başka bir evrende açan Yargı, hastalıklar içinde yüzerken, çektiği acılar bir anda kesildiği için yeteri kadar tepki veremez. Ta ki karşısında ömür boyu kendisini bekleyen ruh eşini görene kadar.
Yaşamayanlar evreni tüm hızında akmaya devam ederken, Yargı olaylara adapte olmaya çalışacak. Öğrendiği en önemli bilgi ise burada insanların tıpkı bir satranç tahtası gibi altıya bölündükleri olacak. Yargı grubunu bulmak için bedeninde belirecek olan dövmeyi beklemek zorunda. Piyon da olabilir, şah da. Ya da hiçbir grubun dövmesi oluşmaz ve kendini bir anda Yaşayamayanlar'ın arasında bulur. Hiçbir büyü gücüne sahip olmayan ve dışlanmışların arasında...