Dünya zümre sistemine tekrar dönmüştü ve alt sınıftan olan Karen, bu sistemin zorluklarıyla mücadele etmeye çalışırken en yakınının ölümüyle hayatı tamamiyle değişecek, kendini Tanrının Oyunları'nda bulacaktı. Hayatta kalmaya ve katili bulmaya çalışırken işi hiç de kolay olmayacaktı çünkü tanrı tarafından en başından beri zaten bir oyunda olduğundan haberi yoktu. Katiller, oyuncular ve avlamak için bekleyen avcılar, alınacak intikam ve güven vermeyen aşıklar... Karen ve Tanrı'nın savaşında kazanan kim olacak? * "Yaralarını saklama..." ensemde hissettiğim nefesiyle beraber ürperdim. "Onlar, çok çirkin ama." dedim sesim çatlarken. Saçlarımı önüme yavaşça itti ve enseme yumuşak bir öpücük kondurdu. "Sen benim gördüğüm en güzel şeysin ve bu yaralar," sırtımdaki yaraları tek tek öperken konuştu, "senin ışığını asla söndüremez çünkü sen, benim için, eşsiz bir madenden çıkma bir taşsın. Ne gözlerimi, ne de kendimi alamıyorum senden. Bu yüzden izin ver, seveyim seni. İzin ver, öpeyim çirkin dediğin güzelliğini. Saklama, izin ver ki, yok olayım gözlerinde, izlerinde." *