Geçmiş can yakar.Yıllar sonra karşılaştığında bile. Bir zamanlar deli gibi sevdiği ayaz tüm hayatını başına yıkmıştı.Sonsuz olan uykunun kollarına atmak istiyordu kendisini gözünü kapatıp teslim olduğu adam onu yüzüstü bırakıp gitmişti. Ayazın Eylülüydü o başkasıyla göremezdi isterdi kokusunu kimse bilmesin kalbi başkası için atmasın içinde saklardı Eylülünü. "sorma bana ne kadar seviyorsun diye" o kadar işte ! tavanı kadar sokağın dibi kadar cehennemin.Bu dizilerle başlamıştı onların aşkı iki edebiyat aşığı, onlar birer nazım ve pirayeydi.Edebiyatla alevlenmişti aşkları. Bir elvedaya sığdırdılar geçmişlerini kaderin tekrar onları bir araya getireceklerini nereden bilebilirlerdiki.Onlardan geriye ne Nazım kalmıştı nede Piraye. Ayaz Güçlüydü artık o yıllardır izini bulamadığı Eylül karcayla bir hastane odasında karşılaşacağını nereden bilebilirdiki ! Yazgının keskin çizgisinden kaçmak ne kadar kolay olabilir ?All Rights Reserved
1 part