"Bir tohum, ilk toprağa diktiler. Suyunu vermediler, güneşini esirgediler, havasız bıraktılar, boğdular onu. O tohum vazgeçmedi, filizlendi. İnsanlığa inat, ona zarar verenlere inat büyüdü. Dimdik duran bir papatya oldu, sonra biri geldi, güneşi, suyu, havayı o getirdi. Sanki onu soldurmak ister gibi gösterdi uzaktan, o getirdikleriyle beraber gitti. Papatya herşeye dayanmıştı ama buna dayanamadı. Kamburlaştı, rengi soldu, Solmaya başladı. Papatyanın soluşu yakındı, ama kimse bilmezdi bu kadar yakın olduğunu. O papatya soldu, buna " Papatya Soluşu" dediler."
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."