Geçmiş, geleceğin beklentisini sömürürcesine, ruhsuz bakışlarına işlemişti. Pişmandı. Yaptıklarından ve yapacaklarından.
Herkesin korktuğu, o ruhsuz bakışlarından arınamayan Aras, namı diğer "Sansar" geçmişin getirdiği acı tadı, ruhsuz bakışlarına yansıtıyordu. İlkdi, belki de sondu. Gidecek miydi?
Pişmanlık kırıntılarını ortaya döküp, bir yabancı edasıyla gidecek miydi? Pişmandı, ama affetmiştim. Giderdi, o yalan söylemezdi. Bu gerçeği yalanlamak isteyen her hücrem bas bas bağırırken, ona meydan okuyan bakışlarımı, yeniden ruhsuzlaşan gözlerine diktim.
"Geçmişten korkan Aras, küçük bir çocuk gibi kaçıyor mu?" Bağırmaya başlamıştım. "Gidiyor musun!" Gitmemeliydi, bir yandan bağırırken, bir yandan ağlamaya başlamıştım. Tüm olanlardan sonra gidemezdi. "Gidemezsin!"
Daha çok ağlamaya başlamıştım, hıçkırıklarım cam parçaları gibi boğazımı keserek dışarı çıkarken, onun gidişine bakıyordum. Gidiyordu, belki de geri gelmeyecekti. Yıllarca acı çekmemi sağlayan adam, tam da onu affetmişken gidiyordu.
Kalbimin en ücra köşesine sinen yalnızlık yeniden baş göstermişti kendini. Hıçkırıklarımı dizginlemek istercesine kalktım, çöktüğüm yerden. O benim ailemi elimden alan ruhsuzdu. O benim canımı defalarca yakmış olan ruhsuzdu. O kalbimi söküp alan ruhsuzdu. Ve şimdi gitmişti. Bir çığlık ve de hıçkırık daha firar etti dudaklarımdan. Gitmişti.
Sevmediğiniz yüzünü dahi görmediğiniz bir adamla evlenmek nedir bilir misiniz?
"Abi yapma kurbanın oluyum!"
Ağlayan gözlere abime baktım, baba yarıma en değerlime.
"Ben diyeceğimi dedim, iste yada isteme Azad'la evleneceksin Evin."
...
Mutfağa girip elerimi tezgaha yasladım. Arkamda hissettiğim kara gölge ile kaşlarımı çatıp arkamı döndüm. Uzun boylu, kumral özenle şekillenmiş saçları, yeşil ormanı andıran gözleri ile karşımda duran adama baktım.
"Ne işin var senin burda?"
Elerini cebine koyup rahat bir ifadeyle parmak uçlarında yükseldi.
"Müstakbel karnımı görmek istemiş olamamı?"
Sinirle burnumdan soludum.
"Ben senin o tanıdığın kızlara benzemem bir tane çarparım ağzının üstüne!"
Yeşil hanelerini kısarak baktı yüzüme.
"Bu sözlerini sana yerdireceğim zamanı iple çekiyorum Ceylan gözlü."
Sonda kullandığı hitapla dudaklarımı yaladım. Gözleri dudaklarıma kayınca vücudum gerilmişti...
(İmdadım kitabımı okuduktan sonra bu kitabıma okumanızı tavsiye ediyorum kafanızın karışmaması için.)
Evin ve Azad
(kurgu; yetişkin içerik bulundurur.)