Aşk, istediği zaman, istediği kişiyle yakalamıştı Prenses'i.
Bilmiyordu bazı gerçekleri, bilmiyordu böyle acı çekeceğini.
İster miydi bilseydi, meçhul.
Prenses'in bazı kuralları vardır.Aşkı ölçer o kurallarla.
Kurallarına bakılırsa aşıktı onlar,Prenses'in ummadığı bir anda karşılaştılar.
Prenses isterdi onu olmasaydı yalanlarını, öğrenmeseydi acı gerçeklerini.
Bilirsin,sonbaharda ağaçların yaprakları dökülür, ağacın tek bir yaprağı bile kalmaz. Belli ki sonbahar ağaçları üzüyor. Sonbahar biter iyileşir yavaş yavaş ağaç.
Ama sonbahardan vazgeçemez. Ne kadar onu üzerse üzsün, birkaç mevsimden sonra yine gelir sonbahar.Üzer ve gider. Sen de benim sonbaharımsın, gözümde yaş bırakmayan sen, sevmekten vazgeçemediğim yine sen.
Ben ağaç, sen sonbahar. Vazgeçemiyorum senden. Ben artık sen benim yalnızca sonbaharım değil 4 mevsimim ol istiyorum. İyisiyle, kötüsüyle...
Konu:
Bir hemşire işine yine her zamanki gibi geç kalır ve patronu onu işten kovar, hemşirenin Nehir diye bir arkadaşı vardır ve ona iş ilanı verebileceğini söyler. Hemşire eve geri döndüğünde akşama kadar iş arar fakat bulamaz, bu yüzden de arkadaşı Nehirin dediği gibi iş ilanı verir...
İşte her şey o ilana cevap geldikten sonra başlar.