Tokio Hotel - Run,Run,Run Köprücük kemiklerimin üstünden akan kanda dudaklarını hissettim. Yavaş yavaş yukarı kayarken tenimi çizen sakallarına kan bulaşmıştı. Dudaklarında da bir damla gördüm. Elimi saçlarının arasına daldırdım ve yüzünü yüzüme yaklaştırdım. Gözlerimde sabitlenen gözleri artık beni rahatsız etmiyordu. Paha biçilmez bir esere bakıyordum sanki. Belimdeki elini ancak çektiğinde anladım. Sıcacık hissi azalmaya başlamıştı. Az önce belimden çektiği elini yanağıma koydu. Onu ve kendimi artık her zamankinden çok hissediyordum. Sanki etrafımdaki her şey yok oluyordu. Sadece biz kalıyorduk. Dudaklarımı üstünde kanım olan dudağına yaklaştırdım. Piercinginden damlamak üzere olan kan damlasının üzerinden alt dudağını öptüm. Sonrasında her şey durdurulamaz bir hale gelmişti. Ben yatağa yaklaştıkça küçük öpücük artık vahşiydi. Dişlerimle onun dudağını ısırdım. İnlemesini duymak en kötüsüydü. Ve sırtım yatağa değdi. Saçlarım beyaz örtüde yayıldı ve kanlı elinde sıkıca tuttuğu jilet ile kaslı kolları belirginleşti. Çok geçmeden tişörtümü kavradı ve hayatım boyunca aklımdan atamayacağım günahlarımın başlangıcı yapılmış oldu. Hiçbir zaman nefret edemediğim günahlarım…
1 part