Story cover for HAZNEDAR KRALLIĞI  by 7ERAUGFZ
HAZNEDAR KRALLIĞI
  • WpView
    Reads 30,005
  • WpVote
    Votes 771
  • WpPart
    Parts 23
  • WpView
    Reads 30,005
  • WpVote
    Votes 771
  • WpPart
    Parts 23
Ongoing, First published Feb 18, 2024
5 new parts
Genç adam Dubai'de dev bir imparatorluğun ,zenginliğin, servetin sahibiydi İstanbul'da sahibi olduğu otelinin kral suitinde aynanın karşısında bir çift lensle ,saç rengini değiştirmiş spor tarzı kıyafetlerle son haline bakıyordu .

Tek amacı bu gece ki planı gideceği gece kulübünden bir güzelle ayrılıp gecesini geçirmekti hesapta olmayan ise yaptığı planın ters tepecek olmasıydı.
All Rights Reserved
Sign up to add HAZNEDAR KRALLIĞI to your library and receive updates
or
#3eymen
Content Guidelines
You may also like
Berdel kararı 18+ by nrgzmemmedeliyev
20 parts Ongoing
"O orosbu kardeşin benim namusuma el uzattı! Bacımı aldı, kaçırdı! Şimdi sıra sende!" "Ne diyorsun sen? Benim ne suçum var! Lütfen bırak!" diye yalvardı Dicle. Tam o sırada Dicle'nin babası araya girdi, sesi titriyordu: "Bırak kızı, Mervan. Ne yapıyorsun sen, delirdin mi?" Annesi de ardından geldi, diz çökerek kızını kurtarmaya çalıştı. Ama Mervan öfkesinden geri adım atmıyordu. Gözleri kinle kıvıl kıvıldı, sesi buz gibiydi: "Artık bu kız benimdir! Oğlunuz benim bacımı kirletti. Bizde namus böyle korunur. Şimdi kızınızı alırım, evime götürürüm. Adı da berdel olur!" "Olmaz! Bu zorla! Olmaz!" diye ağladı Dicle. Ama ne annesi, ne babası, ne de çığlıklar... Hiçbiri Mervan'ı durduramadı. Dicle'yi sürükleyerek konağın dışına çıkardı. Kızın terlikleri düşmüştü. Ayakları toprağa batıyordu. Bacağına taşlar saplanıyor, canı yanıyordu. Ama acısından çok içindeki korkuyla titriyordu. Her adımda daha da yok oluyordu sanki... Mervan onu iterek arabasının arka koltuğuna attı. Kapıyı yüzüne çarptı. Dicle ağlıyordu, dudakları titriyordu. "N'olur... götürme beni... Ne olur..." Ama Mervan suskundu. Direksiyona geçti, motoru çalıştırdı. Ve gecenin içinde kayboldular. Arkada kalan tek şey... Dicle'nin düştüğü küçük ayakkabısıydı. Sessizce toprağın üstünde yatıyordu. Tıpkı onun çocukluğu gibi... Ardında, bir daha asla dönmeyecek bir masumiyet gibi.
Karanlığın Tutsağı +18 by lyrdaas
47 parts Ongoing
"Benden kaçabilirsin sanıyorsun, ama adımların nereye giderse gitsin, gölgen yine bana ait. Adını bile fısıldamadan yaşayamam; sen, kendini unutsan bile bende kalacaksın." Alpay Aras Demirkıran "Onun karanlığında boğulmakla, onsuz yaşayamamak arasında kaldım... ve galiba ikincisi daha korkutucu." Simay Altan Gazeteci olan Simay, kimsenin cesaret edip eline alamadığı dosya üzerinde çalışmaya başlar. Bu dosya, kimsenin dokunmaya cesaret edemediği mafya patronu Alpay Aras Demirkıran'ın dosyasıdır. Bunun hayatındaki en büyük haber olacağını sanıyordu. Oysa bu, hayatını geri dönüşsüz bir şekilde çalacak adamla tanışmasının başlangıcıydı. Sigara dumanı, yağmur kokusu ve tehlikenin çekici yüzü... Simay, her adımda daha çok karanlığa çekiliyordu. Ve bazen, en büyük hata; gerçeği ararken, onu koruyacak olanın aynı zamanda seni mahvedecek kişi olmasıydı. -Kesit- "Sana olan bu his," diye başladı, parmakları kucağındaki tenimi okşarken. "Bu, sadece bir aşk değil. Bu, benim varoluşumun tek nedeni. Sen, benim son sığınağım, ilk ve tek zaafımsın." Aras... Bu adam... O, bir mafyaydı. Kanlı elleri, karanlık sırları ve tüm dünyayı yönetme gücü vardı. Ama bana baktığında, o kehribar gözlerde gördüğüm şey... o, dünyanın en büyük zayıflığıydı. Ve o zayıflık, bendim. ​Bana "zaafım" demesi... Bu, bir milyon dolarlık mücevherden daha değerliydi. Onun laneti bendim... Eğer ben onun ilk ve tek zaafıysam, oda benim son ve tek sığınağımdı Ve biliyordum ki, bir gün o zaafı için dünyayı yakarsa, ben o alevlerin içinde gülümseyerek yanacaktım. Not:Bu kitapta bol bol smut içerik olacak yani +18 sahneler, argo kelime küfür vb. şeyler ön planda. Rahatsız olanlar okumasın lütfen.
EMANET by aysegulkalayzengin
51 parts Complete
Bebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" diye sorduğunda, iyice yaklaştı. "Sakinim." Onun sözlerinden cesaret alarak, dudaklarıyla dudaklarına dokundu ama ansızın yüzüne yediği tokatla, şaşkına döndü. Ayşegül'ün tedirgin bakan ela gözleri, kırpışan kirpiklerinin altında fazlasıyla masum duruyordu. "Özür dilerim." "Önemli değil... Şimdi ben seni tekrar öpeceğim ve sen bana tokat atmayacaksın." "Sen öpeceksin, ben tokat atmayacağım." "Aynen öyle..." "Tamam." "Öpüyorum." "Öp..." "Tokat yok?" "Tokat yok." Arslan, dudaklarını hafifçe onun dudaklarına değdirdiğinde, Ayşegül istemsizce geri çekildi. Onun gerilemesiyle, Arslan ona doğru yaklaştı. "Kaçarsan olmaz." "Kaçmamam lazım, evet!" "Ayşegül, sakin kal..." "Sakinim. Gayet sakinim!" Karısının titreyen ellerini tuttu ve dudaklarına götürüp öptü. Onu yatıştıracak başka bir çare bulamamıştı. Onun derin bir şekilde nefes almasıyla, rahatlamaya çalıştığını gördü ve tekrar denedi. Dudaklarını onun dudaklarına yakınlaştırdı ve ansızın Ayşegül'ün onu öpmesiyle şaşkınlığa uğradı. Geri çekilen Ayşegül, telaşla söylendi. "Çok pardon! Sen öpecektin, ben tokat atmayacaktım! Ben yanlışlıkla öptüm!" Arslan, kıza şaşkınca baktı. Bu kız gerçek miydi? "Biz öpüşmeye bu kadar zaman harcadıysak, gerisi..." diyen Arslan, geri çekilip önüne döndü. Ne yapsaydılar acaba? Sakin yaklaşınca, becerememişlerdi. Bir anda mı olsaydı? Bir de onu denemek isteyerek tekrar karısına döndü ve ansızın dudaklarına yapıştı. Uzun öpücüğü, nefes almak adına sonlandığında, tekrar yanağına yediği tokatla şaşkınlığa uğradı. "Ayşegül, tokat yok demi
You may also like
Slide 1 of 10
Berdel kararı 18+ cover
Gölgeler Uzandığında cover
MALKOÇOĞLU cover
TOZLU SATIRLAR | KISA HİKAYE cover
Karanlığın Tutsağı +18 cover
KUMA (Tamamlandı) cover
Korumam (+18)  cover
BERDEL cover
Döneceksin Diye Söz Ver cover
EMANET cover

Berdel kararı 18+

20 parts Ongoing

"O orosbu kardeşin benim namusuma el uzattı! Bacımı aldı, kaçırdı! Şimdi sıra sende!" "Ne diyorsun sen? Benim ne suçum var! Lütfen bırak!" diye yalvardı Dicle. Tam o sırada Dicle'nin babası araya girdi, sesi titriyordu: "Bırak kızı, Mervan. Ne yapıyorsun sen, delirdin mi?" Annesi de ardından geldi, diz çökerek kızını kurtarmaya çalıştı. Ama Mervan öfkesinden geri adım atmıyordu. Gözleri kinle kıvıl kıvıldı, sesi buz gibiydi: "Artık bu kız benimdir! Oğlunuz benim bacımı kirletti. Bizde namus böyle korunur. Şimdi kızınızı alırım, evime götürürüm. Adı da berdel olur!" "Olmaz! Bu zorla! Olmaz!" diye ağladı Dicle. Ama ne annesi, ne babası, ne de çığlıklar... Hiçbiri Mervan'ı durduramadı. Dicle'yi sürükleyerek konağın dışına çıkardı. Kızın terlikleri düşmüştü. Ayakları toprağa batıyordu. Bacağına taşlar saplanıyor, canı yanıyordu. Ama acısından çok içindeki korkuyla titriyordu. Her adımda daha da yok oluyordu sanki... Mervan onu iterek arabasının arka koltuğuna attı. Kapıyı yüzüne çarptı. Dicle ağlıyordu, dudakları titriyordu. "N'olur... götürme beni... Ne olur..." Ama Mervan suskundu. Direksiyona geçti, motoru çalıştırdı. Ve gecenin içinde kayboldular. Arkada kalan tek şey... Dicle'nin düştüğü küçük ayakkabısıydı. Sessizce toprağın üstünde yatıyordu. Tıpkı onun çocukluğu gibi... Ardında, bir daha asla dönmeyecek bir masumiyet gibi.