1780 yılında kurulan Saint Etoile Akademisi, içinde dünyanın en seçkin Teşkilat mensuplarının ve dünyanın düzeninde söz sahibi olan ailelerin çocuklarını bulunduruyordu. Yapılan yüzlerce test, akıl oyunları, zeka analizleri sayesinde kendi alanına ait akademilere dağılan öğrenciler, yüzyıllar boyunca en tepede kalmaya hak kazanmış ve bütün camianın dilinden düşmeyen bir zirve yaratmışlardı kendilerine.
Dışarıdan bakan gözlerin beğeniyle karşıladıkları akademi, sınırlarına girildiği zaman çektiği keskin kurallar içerisinde acımasız bir eğitimi karşısına alıyordu. Alışılmışın ötesinde atılan adımlar, her dizdiği basamağa yerleştirdiği öğrencilerle büyürken bütün dikkatler tek bir kişiye odaklanmıştı.
Perla Roza Asilkan.
Saint Etoile Sanat Akademisinin en tepesinde tahtını hiçbir zaman başkalarına kaptırmayan Perla, kazandırdığı başarılar ve çıktığı basamaklar sayesinde bütün dikkatleri üzerine geçtiğinde nefretle yakılan ışıkların hedefi haline gelmişti.
Hırsla kaplanan akıllar, birincilik üzerine yarışılan savaşlarda tacın sahibini yere indirmeye kendisine yemin ettirdiğinde akademinin sınırlarında gezinen bütün başarılar yerini yıkıcı ve zararlı bir oyun alanına çevirmişti.
❧
❝Kapılar kapandığı an sunulan gösteri sona erer.
Yüzlere takılan şeffaf maskeler hırs ateşine atılır.
Meleklerin gezdiği bu dünyada,
Şeytan yuvasının kapısı çalınır.
Kilitlenen kapılar ardında saklanan iblisler gün ışığını soldurduğu an,
karanlığın içindeki yeni doğanlar, gökyüzündeki yıldızlarını seçerler.
En parlak ışığa kavuşmaya çalışanlar,
bu öfkeli kalenin içinde asla yerini bulamayacak olanlar.
Bu Akademinin kapılarını kapatacak olan bilgeler,
her zaman ilerledikleri yolda kilitli kapıların anahtarını karanlığa mahkûm edecekler.❞
KUTSAL YILDIZ SERİSİ, birinci kitabıdır.
| Yetişkin okular için uygundur,
cinsellik ve argo içerir! |
Terk ettiği nişanlısının mahallesine 3 yıl sonra tekrar gelen Nalan ne ile karşılaşacak?
•
"Yalvarırım git Nalan. Benim başıma bela açma! Mahallemden git! yoksa-"
"Yoksa?"
"Zor lan!" dedi yarım ağız bağırarak.
"Hayatımı siktin ulan! görmüyor musun Nalan beni? Yarattığın enkazı görmüyormuş gibi! Nalan senle ben aynı mahalleyi bırak aynı şehirde yaşayamayız!" göz yaşlarımı sildim bedenimin yanında ki iki kolu ve yakınımda ki yüzü her şeyi zorlaştırdı. Kör kütük sarhoştu.
"Neden?" diye sordum acıyla.
"İki yangın beden birleşir.." dedi kendine hatırlatır gibi. Sonra ekledi. "Biz artık beraber yanmayız Nalan. Ya küle döneriz. Yada yakarız!"